Son günlerde Türkiye’de Blockchain’in gündeme gelmesine önemli katkılarda bulunan Dr. Güven Sak, bu kez konuya kripto para penceresinden yaklaşıyor.

Son dönemde Blockchain’in farklı sektörlerde kullanımına yönelik paylaşımlarıyla bu teknolojinin gündemde kalmasına yardımcı olan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü ve TOBB ETÜ Uluslararası Girişimcilik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Güven Sak, Dünya gazetesindeki köşesinde konuya bu kez kripto para penceresinden baktı.

Yazısına, “Bitcoin yalnızca dokuz yıllık bir finansal enstrüman ama artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu. Kripto para işi, 2009 yılında, bitcoin ile başladı.” cümlesiyle başlayan Dr. Sak, ana akım finansal piyasa haberlerinde kur, faiz ve borsa haberleri verilirken artık bunlara bitcoin’in de eklendiğini belirtti. Bitcoin için “… artık bir finansal varlık kategorisi haline gelmiş gibi duruyor.” yorumunu yapan Dr. Sak, bu kapsamda hem bir kripto para birimi olarak Bitcoin’in hem de tüm kripto para birimlerini temsilen ‘bitcoin’in normalleştiğine dikkat çekti.

“Bitcoin derken iki ayrı “şey”den bahsediyoruz”

“Bitcoin derken aslında iki ayrı “şey”den bahsediyoruz. Bir yanda, bir para birimi olarak (küçük harfle başlayan) bitcoin var. Öte yanda, blockchain teknolojisi sayesinde, desantralize bir ödemeler sistemi olan (büyük harfle başlayan) Bitcoin var. Şimdi benim gördüğüm şudur: Hem Bitcoin hem de bitcoin hızla normalleşiyor.

Dr. Güven Sak, Bitcoin’in kendini kanıtlamış bir yapı olduğunun altını çiziyor: “Yazımı büyük harfle başlayan Bitcoin, bir ödemeler sistemi, iki kişi arasındaki aracısız işlem platformu olarak artık kendini kanıtlamış durumda. Bu manada, Bitcoin bundan böyle bitcoin dışında işlemlere uygulanıyor. Dış ticaret işlemlerinde, bankacılık işlemlerinde, tekstil sektöründe, tarımda, mal değiş tokuşunun/ alışverişinin olduğu her alanda, Bitcoin yaygınlaşıyor.”

“Vadeli işlemler bitcoin fiyatlarının malumat içeriğini değiştiriyor, bitcoin yerine oturuyor”

“Bitcoin’in dolar karşısında değer kaybetmesinin, bitcoin’in içsel değerinin ötesinde, bitcoin alım satım işlemlerinin kurumsal altyapısındaki değişimle de yakından alakası var.” ifadesini kullanan Dr. Sak, bu konuda San Fransisko Merkez Bankası tarafından yayınlanan “Vadeli işlemler Bitcoin fiyatlarını nasıl değiştirdi?” başlıklı makaleye dikkat çekiyor.

Açığa satış kavramının bitcoin’e uyarlanmasıyla oluşan etkiyi de değerlendiren Dr. Sak, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) kararları uyarınca Türkiye’de bu tip bir uygulamanın mümkün olmadığını kaydederken şu ifadeleri kullanıyor:

“Buradan genel ve Türkiye ile ilgili birer sonuç çıkartayım müsaadenizle. Fiyat, kamuya açıklanmış malumatın tümünün, fiyat oluşum sürecine dahil edilmesi sonucunda ortaya çıkan bir bileşkedir. Her yeni malumat, fiyatları bu nedenle dalgalandırır. Bitcoin/dolar kurunun 2018 yılındaki hareketine bu çerçevede bakıldığında, fiyatları yerine yerleştiren, bahse konu finansal varlıkla ilgili daha kapsamlı malumatın/değerlendirmenin açığa satış işlemleri vasıtasıyla fiyat oluşum sürecine dahil edilmesi gibi duruyor. Benzer bir kanal, lira/ dolar kuru için zaten hep işliyor, unutmayalım. Liradaki yapısal, bitcoin’deki kurumsal dediğim buydu.

Kamuya açıklanmamış malumata dayalı işlem ise kriminal bir suçtur. Neden? Fiyatlar, yeni malumata, anında değil, bir süreç içinde intibak ettiği için elbette. Bu nedenle, başkalarının bilmediği malumata dayalı olarak işlem yaptığınızda, işleminizin karşı tarafını aptal yerine koyarak kazanç elde edebilirsiniz. Sermaye piyasası düzenlemelerinin temeli ise yatırımcının aptal yerine konmasının önlenmesidir. Yatırımcının kendini aptal yerine koyması ise Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) benzeri düzenleyici otoriteleri ilgilendirmez.

SPK’nın 31 Ağustos’a kadar, kamuya açıklanmamış malumata dayalı işlemleri suç olmaktan çıkartabilmesi, hele suçu işleyenleri sorumluluktan arındırabilmesi tanım gereği mümkün değildir. Hadise, pazar pazar düzeltilmiştir.”

Dr. Güven Sak’ın yazısının tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.