Blockchain her şeyden önce bir teknolojiyi simgeliyor. Ancak işin biraz daha felsefi ve fütürist bir yanı da yok değil…

Juval Noah Harari, son yılların en tanınmış yazar ve düşünürlerinden biri. Ülkemizde Sapiens ve Homo Deus isimli kitaplarıyla geniş çevrelerce bilinen Harari, dolaylı yoldan teknoloji, faşizm, demokrasi ve gelecek gibi kavramları Blockchain’le ilişkilendirmiş olabilir.

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu’nun Medium.com’daki sayfasında, “Faşizm neden bu kadar çekici ve sizin veriniz onu nasıl kuvvetlendiriyor?” başlıklı yazısında değindiği Harari ve Blockchain ilişkisi, aynı zamanda teknolojinin yönetimleri nasıl değiştirdiği ve kişisel verilerin nasıl önemli hale geldiğinden bahsediyor.

Yazısında Harari’nin aşağıdaki pencereden de izleyebileceğiniz TED konferansı konuşmasından bahseden Cündoğlu, Harari’nin dönüşen faşizme karşı önerileri ve bunun Blockchain ile ilişkisini şu cümlelerle yorumluyor:

“Peki ne yapmak lazım? Harari’nin iki önerisi var.

Birinci öneri mühendisler için; çok fazla verinin tek elde toplanmasını önleyecek yöntemler bulun diyor. Mühendislerin en az merkezi veri işleme sistemleri kadar verimli çalışacak dağıtık yapıda çalışan veri işleme sistemlerini kurarak demokrasinin direncini arttırabileceğini savunuyor. Harari demiyor ama benim aklıma hemen blokzincir* teknolojisinin bu görevi gerçekleyebilme potansiyeli geliyor, heyecanlanıyorum.

İkinci öneri ise mühendis olsun veya olmasın tüm demokrasi inananlarına; bizler için en önemli sorunun şu olduğunu anlamamızı istiyor: bize ait veriyi kontrol edenlerin bizleri manipüle etmesini nasıl engellemeliyiz? Çünkü liberal demokrasinin düşmanlarının bir metodolojisi var. Onlar aslında bizim mesajlarımızı veya banka hesaplarımızı ele geçirmiyorlar, korkularımız, nefretlerimiz ve kibirlerimizi içeren duygularımızı ellerindeki büyük veri aracılığı ile ele geçiriyorlar. Sonra da bu duygularımızı istedikleri gibi yönlendirerek (manipüle ederek) demokrasiyi içten çökertiyorlar. Eğer zayıflıklarımızın demokrasi düşmanlarının elinde bize karşı kullanılacak birer silah haline gelmesini istemiyor isek, bu zayıflıkları önce bizim çok iyi tanımamız gerektiğine dikkat çekiyor.”

 

Blokzincir teknolojisi nedir?” başlıklı bir başka yazısında bu teknolojinin tanımı ve çerçevesine yoğunlaşan Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu, güven kavramının gelişen teknolojiyle birlikte kanunlar, sözleşmeler ve denetim araçlarının ötesine taşındığına dikkat çekiyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden birini, ardında herhangi bir devlet ya da banka güvencesi olmamasına karşın insanların Bitcoin’e yatırım yapması olarak gösteren Cündoğlu, Blockchain ile gelen dağıtık defter yapısı üzerinde hayata geçebilecek tek şeyin “para” olmadığını belirtiyor.

Değerli sanat eserleri, menkul, gayrimenkul, değerli taşlar, madenler vb. pek çok şeyin Blockchain ile kayıt altına alınabileceğini belirten Cündoğlu, en ilginç örneklerden birinin Birleşmiş Milletler tarafından hayata geçirilen ID2020 girişimi olduğundan bahsediyor. Bu girişim, ülkelerinden ayrılmak zorunda kalıp mülteci statüsünde yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanlara verilen yeni kimlik verilerinin uluslararası bir Blockchain ağında toplanmasını sağlıyor.

Blockchain nedir, ne değildir?

Blockchain her ne kadar Bitcoin ve kripto paralar ile bilinse de aslında çok daha fazlasını temsil ediyor. Blockchain ile yeni tanışanlar ve bir Blockchain projesinin nasıl ilerlediğini öğrenmek isteyenler için yayınladığımız “Blockchain nedir?” başlıklı yazı, bu konuda Türkçe olarak yayımlanmış ilk kitap olan “Blockchain 101”den bölümler içeriyor. Kitabı henüz edinmemiş olanlar, BKM Express üzerinden Darüşşafaka’ya yapacakları bir bağış karşılığında kitabı PDF formatında cihazlarına indirebiliyor.