Geçtiğimiz hafta, geleceğe yönelik tahminler içeren, “Blockchain devriminin birçok aşaması” isimli bir araştırma Deustche Bank Resesearch araştırmacı Jochen Möbert imzası ile yayınlandı.

Kripto varlıkların değer kaybettiği ve dünya borsalarının ardı ardına kripto varlıkları listelemeyi planladığını açıkladıkları bir dönemde, Deutsche Bank araştırmacılarının Blockchain Devrimi adını verdiği öngörüleri ve bunlarla ilgili tereddütleri 12 sayfalık kısa bir rapor ile açıkladı. Araştırmanın içeriği, blockchain konusunda Avrupa’daki akademi ve finans çevrelerinde devam eden pek çok tartışmanın özeti. Aşağıdaki yazıda, raporla ilişkilendirilebilecek “Almanya’da yeni varlık sınıfı” ile ilgili güncel bir bilgi, ardından “Blockchain devriminin birçok aşaması” araştırmasının ana başlıklarını bulabilirsiniz.

Almanya’da blockchain: kripto paralardan yeni bir varlık sınıfına:

Almanya’da başta Berlin, Hamburg ve Frankfurt’taki blockchain girişimleri olmak üzere etkin bir blockchain ekosistemi bulunuyor. Bu ekosistemi Almanya’nın güçlü endüstri firmaları, finans ve bankacılık altyapısı, köklü akademik kuruluşları ve özellikle son yıllarda teknolojik girişimciliği teşvik eden kanunlar ile destekliyor.

Son gelişmeler yeni bir varlık sınıfı yaratma konusunda Almanya’nın öncü bir rol oynayabileceği gerçeğini ortaya koyuyor. Bu konuda aşağıdaki iki güncel haberi hatırlamakta fayda var:

  • Alman Merkez Bankası Deutsche Bundesbank ve borsa kuruluşu Deutsche Börse Group birlikte gerçekleştirdiği blockchain projesinin performans testlerinin başarılı geçtiğini açıkladı.
  • Stutgart Borsası kripto trading plaformunu 2019’da başlatacak.

Alman Merkez Bankası Deutsche Bundensbank BLOCKBASTER projesi:

Alman Merkez Bankası, Deutsche Börse Group ile birlikte 2016 yılında, adını Blockchain BAsed Settlement Technology Research kelimelerinin baş harflerinden alan bir BLOCKBASTER projesi başlattı. Projede kazanılan deneyimleri Ekim 2018’de “Blockbaster-Final Report” adı ile yayınladı. Bankanın yayınladığı rapor, Türkiye’de de BKM tarafından BBN’de uygulanan projenin Nisan 2018’de yayınlanan Keşif: Blockchain’in Sırları raporuna benzer deneyimler içeriyor. Bir birinden bağımsız bu iki rapordaki benzer tespitler ve BKM’nin raporunun yaklaşık altı ay önce sunulmuş olması Türkiye’deki finans çevrelerinin bu yeni teknolojiye profesyonel yaklaşımını göstermesi açısından önemli. Genellikle Alman bankalarının hazırladığı raporlarda yeni teknolojilere karşı çok olumlu veya çok olumsuz bir yaklaşım sergilenmemesine dikkat ediliyor. Ancak, arka arkaya yayınlanan raporlar ve analizler başta Deutsche Bank olmak üzere Almanya’daki büyük finansal kuruluşların blockchain teknolojisine yoğun ilgisini ortaya koyuyor.

“Blockchain devriminin birçok aşaması”- Aralık 2018

Alışılmış yaklaşımdan biraz daha farklı bir bakış açısı ile hazırlanan “The multiple stages of the blockchain revolution” (Blockchain devriminin Birçok Aşaması) isimli çalışma 10 aşamada yaşanması muhtemel gelişmeleri ve karşısındaki engelleri sıralıyor.

Deutsche Bank Research’e göre Blockchain devrimi her biri  ayrı ayrı devrim niteliğinde 10 aşamadan oluşacak ve bunların gerçekleşmesi yıllarca hatta on yıllarca sürecek. Bu 10 aşama:

  1. Bir devlet-dışı ödeme aracı
  2. Düzenlemeleri zor olan bir spekülasyon aracı
  3. Bilgilerin değiştirilemediği kayıtlar
  4. IT sistemleri arasında M2M iletişim
  5. Yazılım kodları değiştirilemeyen akıllı sözleşmeler
  6. Akıllı sözleşmelere ilave yapay zeka
  7. Küresel yapay zeka toplumu
  8. Blockchain aracılığı ile depolitikleşme umutları
  9. Dijital demokrasiye geçiş
  10. Merkezi olmayan otonom organizasyonlar

Araştırma her madde ile ilgili detaylar veriyor. Araştırmaya göre Bitcoin ile ortaya çıkan ve diğer kripro paralar ile başlayan ilk aşama yerini yavaş yavaş çok spekülatif yatırım aracına bırakıyor. Yazının başında örneklerini verdiğimiz projeler bunun ilk sinyalleri. Bu süreçte, kripto varlıkların portföylerde alabileceği yerin en fazla düşük-tek haneli bir pay olacağı öngörülmüş. Sunulan on aşamanın sadece ikisi parasal sistem üzerinde devrim yaratma potansiyeline sahip. Bu öngörülere rağmen blockchain devrimini “ütopik” ve “uzak bir ihtimal” olarak gören çalışma, bunun karşısındaki engelleri, darboğazlar ve tereddütler iki ana başlığında sıralamış:

Blockchain teknolojilerinin darboğazları:

  • Çok pahalı
  • Sınırlı sayıda uzman tarafından geliştirilebilir ve programlanabilir
  • Genellikle düşük ölçeklenebilirlik
  • Pek çok kripto projesi aşırı iddialı
  • Dijital siber ataklara karşı güvenlik sorunları

Blockchain devrimine karşı tereddütleri arttıran sebepler:

  • Hızlı uygulanırsa günümüz toplumu ve istihdam üzerindeki yıkıcı etkileri
  • Blockchain’lerin görünmez olmalarından potansiyel kullanıcıların ikna edilmesi zorluğu
  • Pek çok beklentiyi internetin dahi karşılayamaması

Raporun sonuç bölümünde:

Çok az sayıda kişinin Blockchain potansiyelini fark edebildiği, teknolojiye sahip olan ve bu teknolojiyi anlayabilenlerin olumlu etkilendiği ve çok büyük bir heyecan duyduğu belirtilmiş. Raporu hazırlayanlar kısmen bu heyecanı paylaşmalarına rağmen karşılaşılacak engellerin gelişmeleri yavaşlatacağını düşünüyorlar. Buna rağmen artık sadece kripto paraların yaratıcılarının değil bir çok şirket ve hükümetin operasyonlarında yeni teknolojiyi yerleştirmeye çalıştığın belirtilmiş. İnternet devriminde yaşananların benzerlerinin, gelecekteki blockchain dünyasında beklenilenden çok daha çelişkili (ambivalent) etkilere sahip olabileceğinin altı çizilmiş.

Bir sonraki adım ve ekosistemlerin önemi:

Bu araştırmada listelenen aşamalara göre bundan sonra değiştirilemez kayıtların artacağı bir döneme giriyoruz. Bu blok zincirlerinin aynı zamanda da bir bilgi zincirleri olacağı bir dönem. Hizmet sektöründen gelen tüm bilginin blok zincirlerine kaydığı ve potansiyel olarak bilgi yönetimi ve izlenmesiyle ilgili tüm oyuncuların modasının geçeceği bir devrime işaret ediyor. Rapor her ne kadar engeller ve tereddütler üzerine odaklanmışsa da çizdiği yol haritası pek çok uzmanın öngörülerine yakındır.

Bilim felsefecisi Thomass Kuhn’a göre bilimsel gelişmeler doğrusal ve sürekli olmaktan ziyade periyodik sıçramalar ile ilerliyor ve Kuhn bu sıçramaları paradigma kayması olarak adlandırıyor. Paradigma kaymalarının sadece teknik değil, aynı zamanda sosyolojik, kültürel ve etik boyutları da olmaktadır. Blockchain bir paradigma kayması yaratmıştır. Ama paradigma kaymasını yaratan sadece blockchain değildir. Hemen her alanda örneğin, yapay zeka, bulut bilişim, IoT, genetik araştırmalar, mobil teknolojiler vs… paradigma kaymaları yaşanmaktadır. Bundan sonra daha sık karşımıza çıkacak olan disiplinlerarası (interdisciplinary) ya da birçok-disiplinli (multidisciplinary) teknolojiler birbirinden bağımsız gibi görünen pek çok alanda sıçramalara sebep olacaktır. Bu teknolojilere sahip olabilmek ve anlamlandırabilmek, tek başına hareket eden organizasyonlar için artık “ütopik” ve “uzak bir ihtimal.” Farklı teknik uzmanlıklar ve sosyal deneyimleri bünyesinde toplayabilen ekosistemlere çok daha fazla ihtiyaç olacak. Ekosistemlerin çok daha güçlü iletişim alt yapısı ile çok sağlıklı bilgi paylaşımını başarabilmesi gerekecek.  Bunu başarabilen ekosistemler daha yaratıcı ve verimli iş modelleri üretebilecek.

Her zaman söylediğimiz gibi “geleceğin rekabeti ekosistemler ve iş modelleri arasında olacak, firmalar arasında değil.”


Bu yazıyı hazırlayarak bizimle paylaşan Engin Çağlar’a teşekkür ederiz. Kendisini Linkedin veya Twitter hesabı üzerinden takip edebilirsiniz.