Türkiye’de insanların önemli bir kısmı, Bitcoin’i duymuş olmasına rağmen Bitcoin’i bitcoin yapan Blockchain hakkında pek bir bilgisi bulunmuyor. Ama özellikle finans dünyası, Bitcoin’den çok Blockchain üzerinde duruyor. Çünkü ticari ilişkilerde eksik olan ‘güven’in Blockchain ile sağlanabileceği ümit ediliyor.
Türkiye’deki kitleler henüz Blockchain teknolojisi ile tanışıyor olmamakla birlikte bir hareketlilik olduğunu da kabul etmek gerekli. Mesela bir ay önce Blockchain Türkiye Platformu kuruldu. Türkiye Bilişim Vakfı liderliğinde kurulan bu platform, “Blockchain ile Yeni İnternet” adı altında geçen Cuma bir etkinlik düzenledi.
İşte başlıkta yer alan ifade de bu program sırasında geçti. Blockchain Türkiye Platformu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Usta, Blockchain’in birşeyleri yakacağını belirterek, “Oturup beklersek yanan şeyler arasında biz de olacağız,” uyarısında bulundu.
Yaklaşık altmış kişinin katıldığı toplantının açılış konuşmasını Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Celal Cündoğlu yaptı.
Cündoğlu, Blockchain’in her sektörde kullanılacağını ve bu teknolojinin güven boşluğunu dolduracağına dikkat çekti. Bu güveninin de “kriptoloji ve matematik” ile sağlanacağını vurguladı. Cündoğlu, BKM’nin asıl derdinin “Blockchain teknolojisinin potansiyelini keşfetmek” olduğunu anlattı. BKM, bu potansiyeli keşfetmek için elini taşın altına da sokmuş açıkçası.
Çeşitli kurumlara giderek Blockchain teknolojisini anlatan BKM, bunun ne olduğunu ve potansiyelini de görmek adına BBN projesini geliştirmiş. Bu aslında bir sadakat programının dijitalleştirilmiş hali. İki yazılımcının üç ay üzerinde çalıştığı ve Blockchain teknolojisi üzerine yerleştirilen bu teknoloji üzerinde Bitcoin değil ama “keklik” var. Bu keklik, para birimi olarak kullanılıyor ve belirli bir miktar keklik sahibi olanlar sistem üzerindeki dijital pazardan alışveriş yapabiliyor.
Yalnız uyarmam gerekiyor… Bu sistem sadece kurum içinde çalışıyor. Dışarıdan erişim yok.
Celal Cündoğlu’nun ardından sahneyi devralan Ahmet Usta, Bitcoin ve Blockchain ile genel bilgiler verdi. Blockchain’in günlük hayatı nasıl etkileyebileceği üzerine verdiği örneklerden biri noter ve tapu hizmetleri oldu. Ev alım-satımında en büyük endişe kaynaklarından biri paranın transferi ile tapuda imza aşamalarıdır. Bazı kötü niyetli satıcılar, para alıp kayıplara karışabiliyor veyahut tapunun transferi ardından ev sahibi parasını alamıyor. Ahmet Usta, Blockchain teknolojisi ile bu para-tapu takası online olarak çok kısa bir süre içerisinde endişeye kapılmadan gerçkeleşebileceğinden bahsetti. Bu kayıtların da mahkemelerde kullanılması ile anlaşmazlık davalarının çok hızlı bir şekilde çözülebileceğini vurguladı.
Usta’nın dikkat çektiği noktalardan en önemlisi, Blockchain teknolojisinin bir devrim olmasına rağmen bu teknolojiyi kullanmak için insanların kendi içlerinde de bir zihniyet değişimine gitmesi gerektiği oldu. Mesela, merkezi bir otoriteye bağlı olmadan günlük işlerin, örneğin bir bölgede çöplerin toplanmasına, hazır mıyız? Veya bir bölgede çöp toplayan şirketin, o bölgedeki insanların onayı ardından ‘çöp toplama parasını’ alması gibi…
Ahmet Usta, Blockchain üzerinde projelerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Uyarısı da bu yüzdendi: “Blockchain bir şeyleri yakacak. Oturup beklersek yanan şeyler arasında biz de yanan şeyler arasında olacağız.”
Cündoğlu ve Ahmet Usta’nın ardından sahneye Coinbase İş Geliştirme Müdürü Emre Tekişalp, Blockchain ile paranın, varlıkların ve kimliklerin dijitalleştirebileceğini söyledi. Paranın zaten dijitalleştirebildiğini kripto paralar ile biliyoruz. Varlıklar noktasında sertifikalar, noter işlemlerinin ve tapuların dijitalleştirilmesini örnek olarak verebiliyoruz. Kimlikler ise bize ait olan Google ve Facebook’a dayalı olmayan sistemler.
Blockchain’in bir güven mekanizması ortaya koyduğunu ve Bitcoin’in alt yapısını oluşturduğunu biliyor olmaktan öte bazı canlı örnekleri görmek bu programın bir artısı oldu benim açımdan. Özellikle Tekişalp’ın gösterdiği sanal ortamda kedi alım-satımı ve bu satışın blockchain teknolojisi üzerinden basitçe yapılması, bu teknolojinin günlük hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını gösteren bir unsur oldu.
Kaynak: Siber Bülten / Tuncay Kayaoğlu