Blockchain Türkiye Platformu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Usta, BTCHaber.com sitesinde yayımlanan yazısında blokzinciri teknolojisini ve kavramını “her şeyin gaz ve toz bulutu” olduğu dönemden başlayarak ele alıyor. Okuyucularımıza aktarıyoruz.
Ne zaman bir çalışmaya başlasam ki bu bir yazı, bir eğitim, bir proje, bir danışmanlık veya benzer herhangi bir şey olabilir, mutlaka işin başlangıç noktasına gitmeyi seviyorum. Konu blokzinciri mi? O zaman en başa dönmeliyiz; her şeyin gaz ve toz bulutu olduğu zamana… BTCHaber’deki yazılarım için de benzer bir süreç takip edeceğim. Okuyucuyu sıkmadan ama her yazıda daha fazla öğrendiklerimi paylaşırken gücüm yettiği kadarıyla basamakları birlikte çıkmaya, aklım yettiği süre boyunca yeni katları birlikte inşa etmeye çaba göstereceğim. Haydi başlayalım!
Nedir bu Blokzinciri?
Blokzinciri; şifreleme bilimi (kriptoloji) kullanılarak, dijital ortamlarda veri kayıtları oluşturmak üzere geliştirilmiş bir yaklaşım. Farklı blokzinciri uygulamaları olabilir ancak ortak özellikleri geriye dönük olarak verilerin silinememesi ve değiştirilememesi. Verilerin birer kopyası merkezi olmayan dağıtık yapılarda saklanıyor, üstelik bu dağıtık yapı içinde veri sahipliği ve kontrolü yine bir şifre anahtarı güvence altına alınıyor. Elimizde böyle sistem olunca artık üstündeki verileri dilediğimiz gibi şekillendirmeye başlayabiliriz. Şu anda piyasa büyüklüğü 1,7 Trilyon dolara ulaşan tüm blokzinciri alemi aslında bu temel mantık üstüne kurulu platformlardan, ürünlerden, servislerden ve hizmetlerden oluşuyor.
Yukarıda anlatılan işi ilk başaran kişi, hâlâ gizemini korumaya devam eden Satoshi Nakamoto. Nakamoto tasarladığı Bitcoin ağı ile birlikte blokzinciri felsefesini geliştirdi ve akabinde bu sistem üstünde bitcoin adı verilen veri kayıtlarını finansal bir enstrüman olarak konumlandırdı.
Bitcoin ağını tarihte keşfedilen ilk tekerleğin bir araca dönüşmesi gibi düşünebilirsiniz. Tekerlek (blokzinciri) ve bileşenleri keşfedilmişti ama onu işe yarar bir araca ilk kez Nakamoto dönüştürdü. Nakamoto’nun bu sistemi anlattığı ilk makalenin içinde (İngilizce ve Türkçe olarak okuyabilirsiniz) Blockchain kelimesi hiç geçmiyor. Ancak verilerin nasıl kaydedileceği ile alakalı yöntem ‘zincir oluşturan bloklar’ ile ifade edildiği için (chain of blocks) Blockchain kavramı ortaya çıktı ve kabul gördü.
Blockchain – Blokzinciri ve Blokzincir muamması
Maalesef Blockchain kelimesinin genel kabul gören haliyle, Blokzincir şeklinde Türkçe’ye girmesini büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Zira bahsettiğimiz şey blok şeklinde bir zincir değil, bloklardan oluşan bir zincir. Şu anda Türk Dil Kurumu konu hakkında son noktayı koymuş değil, bu sebeple ben genel kabul gören yapıdan farklı olarak Blokzinciri şeklinde bu kavramın Türkçe karşılığını kullanacağım. Geçen günlerde konuyla alakalı Twitter üzerinde yaptığım bir paylaşımın altına da çok güzel yorumlar ve değerlendirmeler geldi. Göz atmanızı tavsiye ederim.
Bitcoin muhteşem ama yetersizdi
Bitcoin ağı ile insanlık tarihindeki en önemli problemlerden birisi çözüldü; merkezi yapılar olmadan insanlar ve makineler arasında güven ilişkisi kuracak yeni protokol geliştirildi. Bu noktada Koç Üniversitesi yayınlarından yeni çıkan “Blokzinciri ve Yeni Güven Mimarisi” isimli kitabı kaçırmayın.
Diğer yandan Bitcoin ağı üstündeki temel dijital varlık olan bitcoin’in özellikleri çok sınırlıydı. Bitcoin adı verilen dijital kayıtlar cüzdanlar arasında şifrelenerek transfer edilebiliyordu ve Bitcoin Script Language adı verilen oldukça basit bir komut serisi ile transferler işlemleri esnasında minik bilgi yığınları cüzdanlara eklenebiliyordu. Bu sınırlı özellik sayesinde Bitcoin ağı üstünde çeşitli basit uygulamalar geliştirmek mümkün olabilmişti. OpenBazaar, Factom, SatoshiPay bunlardan bazılarına örnek verilebilir.
Bitcoin ağının sınırlı işlem dili sayesinde ortaya çıkan Colored Coins, tarihte ilk kez bir Blockchain ağı üstünde yaratılan yeni bir dijital varlık örneğidir. Biz bu varlıklara bugün Token adını veriyoruz. İsterseniz ufak bir es verip, Coin ve Token meselesini aradan çıkartalım.
Coin & Token: Akçe ve Belirteç
Bir blokzinciri ağı üstündeki temel dijital varlık Coin şeklinde isimlendirilir. Token ise kendi blokzinciri ağına sahip olmayan, mevcut bir blokzinciri ağı üstünde yaratılan dijital varlıklara verilen tanımdır. İngilizce Türkçe sözlüklere bakacak olursanız Coin için madeni para ve Token için jeton karşılıklarını bulursunuz ama ben bu iki tanımın Türkçe karşılıklarında; Coin için Akçe ve Token için Belirteç ifadesini kullanmayı tercih ediyorum. Akçe için pek tartışacak bir şey yok ama Belirteç için görüşümü daha önce attığım bir tweet serisinde anlatmıştım.
İlerleyen yazılarımda Belirteçler üstünde çok daha fazla bilgi paylaşacağız.
Colored Coins yani Renkli Akçeler ile Bitcoin ağı üstünde yeni varlıkların temsili kopyaları oluşturulabiliyordu. Ancak özellikle yine çok sınırlı ve insanların hayal güçlerine cevap verecek denli güçlü değildi. İşte bu sebeple renkli akçeleri kullanarak Bitcoin ağı üstünde çok daha fazlasının yapılmasına imkân tanıyan bir servis olarak Counterparty ortaya çıktı.
2014 yılında, Robert Dermody, Adam Krellenstein, ve Evan Wagner tarafından kurulan Counterparty kendisini şöyle tanımlıyordu; “Bitcoin ağı üzerine inşa edilmiş eşler arası dağıtık yapıda ve açık kaynak kodlu finansal bir platform ve internet protokolü.” Counterparty öncü yapısıyla Smart Contracts (Akıllı Sözleşmeler) geliştirmeyi mümkün kılıyordu.
Bir blokzinciri ağında bloklara yazdığımı veriler sabit içerikler olmak zorunda değiller, onlar çalışan uygulamalar olabilir. İşte bunlara Akıllı Sözleşmeler diyoruz. Akıllı Sözleşmelerin blokzinciri ağlarının çekirdeklerine entegre olması için biraz daha zamana ihtiyaç vardı ama Counterpay bunu Bitcoin ağının dışında ama ağa bağlı olarak gerçekleştirebiliyordu. Bu sebeple ilk L2 uygulama olarak sınıflandırılabilir.
L1 ve L2 de nedir?
Yazının kalan kısmını BTCHaber.com’dan okuyabilirsiniz. BTCHaber bir BCTR İş Birliğidir.