Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Ali İhsan Güngör, SPK’nın 1980’lerdeki Kastelli krizinin sonucunda kurulduğunu, günümüzde de proaktif çalışarak böyle şeyler olmadan düzenlemeler yapmaya çalıştıklarını söyledi.
İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Hukuk Fakültesi ve İ.Ü. Sürekli Eğitim Merkezi bünyesinde,
Lexcio kurucu ortağı Av. Abide Gülel ve Prof. Dr. Burak Gemalmaz tarafından hazırlanan “Blok Zincir Teknolojileri ve Hukuki Altyapısı” sertifika programında konuşan SPK Başkan Yardımcısı Ali İhsan Güngör, SPK’nın blok zinciri (Blockchain) ve kripto varlıklara bakışı hakkında özetle şu bilgileri verdi:
Kısıtlamaya gidilmemeli
“Blok zinciri teknolojisi üzerinden kripto varlıklar üretiliyor. Biz blok zincir teknolojisini ve kripto varlıkları ayrı düşünüyoruz. En azından ilk aşamada. Yapılacak düzenlemelerde blok zincir teknolojisinin hayatın her alanında kullanımıyla ilgili bir kısıtlamaya gidilmesin, bir engel konulmasın. Bu temel şiarımız. Bu gelecekte çok etkili olacak. Bu sadece finansal bir ürün değil. Blok zinciri üzerinden üretilen finansal varlıkları ayrı düşündüğümüzü belirtmeliyim.
Kripto varlıklarla ilgili söyleyeceğim olumsuz şeyler blok zincir teknolojisiyle ilgili olumsuz yargı varmış gibi algılanmasın lütfen.
Tabi karşıt görüşler de var, onların da bilincindeyiz. Şu da deniyor: Kripto varlıklar blok zincir teknolojisinin gelişmesinin bir nevi yakıtıdır. Kripto varlıkları blok zincirinden ayrı düşünemezsiniz.
Şöyle bir gerçeklik var: Ülkemizde bu alana yatırım yapan kişilerin yüzde 99,9’u blok zincir tarafıyla ilgili bir bilgiye sahip değil. Bu kişileri cezbeden unsur kripto varlıkların fiyat hareketliliğidir.
Biz SPK olarak bu piyasada yaşanan gelişmeleri 2017’den bu yana günlük olarak izliyoruz. Yapacağımız düzenlemeler evrensel olacak. Evrensel ilkeler desek de biz ülkemizin gerçeklerine de her zaman bakıyoruz. Düzenleme olduğunda devlet garantisi var algısı oluşuyor. Devlet baba geleneği sürüyor.
Türkiye’de (kripto alanında) 7 milyon yatırımcı/tüketici var. Ama her dört kişiden üçünün başka yerlerde de hesabı var. Rakamlara ihtiyatlı yaklaşmak gerek.
Her yazılana da inanmayın. Türkiye’deki platformlardaki bakiye dünyanın binde ikisi civarında.
Olaya iki şekilde bakıyoruz:
- Bu varlıkların çıkarılması ve halka satışı. Halka arz gibi düşünün.
- Kripto varlık alım satım platformlarının düzenlenmesi.
İlk düzenleme 2020’de yapıldı. Merkez Bankası ‘ödemelerde kullanamazsınız’ dedi.
MASAK, kripto varlık alım satım platformlarını yükümlü hale getirdi. Kara paranın aklanması ve terörün finansmanı alanındaki kişileri görürseniz bildirme yükümlülüğünüz var. Bu piyasa kısmen düzenlenmiş durumda aslında.”