Blockchain’in veri doğrulama yeteneği belki de ilk başta hiç akla gelmeyecek bir yerde, doğal afetler sonrası zorlu şartlarla mücadelede kullanılıyor.

Forbes’ta Andre Bourque imzasıyla yayınlanan bir makale Blockchain dünyasındakiler için bile yeni olarak tanımlanabilecek bazı örnekleri içeriyor. Yazının girişi kesinlikle dikkat çekiyor. Çünkü Bourque, yazısına ABD’deki esrar gibi uyuşturucu üretim çiftlikleri ve çıkan geniş kapsamlı yangınlar sonrası bu çiftçilerin karşılaştığı sigorta sorunuyla başlıyor. Bu alanda üretim yapan yasal üreticiler bile yangın nedeniyle uzaklaşmak zorunda kaldıkları evlerine, çiftliklerine döndüğünde zararlarının sigorta tarafından karşılanmasını sağlamakta pek şanslı değil.

Yazıdaki diğer örnekler ise Blockchain’in afet sonrası mücadele koşullarını nasıl etkilediğiyle ilgili. İlk örnek Endonezya’dan. Ülkedeki Carbon Conservation isimli bir endüstri grubu, bölge genelinde yaşanan orman yangınlarıyla mücadele etmek için Dappbase ile iş birliği yapmış durumda. Bu ortaklık, orman yangınlarının etkilerinin incelenmesi ve uydu görüntülerinden faydalanarak yardım fonlarının daha tutarlı dağıtımını amaçlıyor. Arka planda ise Dappbase tarafından dağıtık defter teknolojisi ile kurgulanan bir Blockchain çözümü var. Tüm verilerin Blockchain temelli bir sistemde tutulması bürokratik süreçleri azaltmaya yardımcı oluyor.

Bir diğer örnek ise küresel yardımlar. UNICEF’in de bir süre önce sosyal yardımlar konusunda Blockchain girişimlerini desteklemeye başlaması bu alanda büyük projelerin ortaya çıkacağının bir göstergesi. Elbette bu çabanın ardında maddi bir boyut da var. Global Kalkınma Merkezi tarafından hazırlanan rapor sadece geçen yıl küresel yardımların yaklaşık yüzde 5’inin, bir diğer ifadeyle yaklaşık 8 milyar doların hırsızlık ve yolsuzluklar nedeniyle asıl ihtiyaç sahiplerine ulaşamadığını gösteriyor. Zaten bir doğal afet yaşadıysanız yardımları da alamamak ciddi bir sıkıntı. Bu sorunu gidermek isteyen Sikka isimli bir şirket, Ethereum tabanlı bir Blockchain çözümü ile dağıtılan kredi ve yardımların doğru kişilere ulaşmasına aracılık ediyor. Sistem, SMS yoluyla bildirim yapıyor. Dağıtılan kredi ve yardımlar ise doğal afet mağdurlarının alışveriş yapacağı yerlere dağıtılıyor. Böylece yardım kuruluşları kredilerin nerede, ne zaman ve nasıl harcandığını görebilme olanağı elde ediyor.

İsraili Platin şirketi ise Blockchain ile konum tabanlı hizmet teknolojilerini birleştiriyor. Şirketin odağında tedarik zincirindeki lojistik aşamada doğal afetler nedeniyle kaybolan ürünlerin izlenmesi var. Bir diğer ‘havalı’ örnek ise bu yılki CES 2019 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda boy gösteren Airalab. Şirket, drone kullanarak orman yangınlarını, yasadışı eylemleri ve uçuş yapılan bölgedeki hava kalitesi gibi ölçümleri Blockchain ile kayıt altına alıyor. Rusya’nın Saint Petersburg kentinde hava kalitesi ölçümleriyle test edilen çözüm Blockchain ve drone arasındaki tek etkileşim değil. Distributed Sky isimli bir proje, havacılık endüstrisinde Blockchain ve yapay zeka kullanımını araştırıyor. Projenin amacı ise son zamanlarda İngiltere’de de karşılaşıldığı üzere drone’lar nedeniyle uçuş trafiğinin aksamasını önlemek. Sistem ise farklı drone operatörlerinin bu platform üzerinde kaydolması, doğal afetler sonrası her drone sahibinin izinsiz olarak hasar tespit çalışması yapması nedeniyle bilgi kirliliği ve yeni tehlikelerin oluşmasını önleme amacı taşıyor.

İlgili yazının orijinal tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.