Dünya küresel ısınmayı durdurmada başarısız oldu. Paris Anlaşması’nın imzalanmasından 4 yıl sonra birçok uzman küresel ısınmanın belirlenen eşiği aşacağı ve bunun korkunç sonuçları olacağı konusunda hemfikir.

İklim değişikliğini önlemek için yeni mekanizmalara ihtiyaç duyuluyor. Blokzinciri teknolojisi de aranan bu mekanizmalardan bir tanesi olabilir. Teknolojinin iklim değişikliği için küresel işbirliğini artırma potansiyeli var.

Devletlerin, şirketlerin, bireylerin katıldığı ve etkileşimleri akıllı sözleşmelerle kolaylaştırılan, merkezi olmayan bir iklim organizasyonu hayal edin. Bu sözleşmeleri blokzincirinin üstünde çalışan bilgisayar kodu parçaları olarak düşünebiliriz. Bu da onları neredeyse durdurulamaz kılar. Yaratılacak ortak bir token, devletlerin iklim taahhütlerinin uluslararası iklim girişimleri ve bireysel iklim eylemlerinin gelişen ekosistemi ile bağlantılı olmasına olanak tanır. Böyle bir organizasyon dünyayı iklim değişikliğine karşı üç şekilde harekete geçirebilir.

1 – Şeffaflık

İklim değişikliğine karşı koordine bir şekilde çalışmak daha net bilgi akışı gerektirir. Örnek verecek olursak; iklim değişikliğiyle mücadelede farklı paydaşların aynı karbon dengeleme faaliyeti için karbon kredisi talep etmemelerini sağlamak önemli. Yani bunu, aynı ormanın dikilmesi için ödeme yapan iki şirket gibi düşünebiliriz.

Bunun gibi çiftelikleri önlemek için şu anda Pasifik İttifakı ülkeleri tarafından pilot çalışması yürütülen halka açık bir karbon kredisi defteri, merkezi bir kurumdan çok daha az maliyetli bir çözüm sunacaktır.

Şeffaflık konusundaki bir başka önemli nokta ise karbon dengeleme faaliyetlerini doğrulamak. Farklı teknolojilerle birleştirilerek daha efektif kullanılabilen blokzinciri teknolojisi bu konuda da yardımcı olabilir.

2 – Taahhütlerin bağlayıcılığı

İklim değişikliği ile mücadeledeki en temel sorunlardan bir tanesi de verilen sözlerin tutulmaması. Örneğin, ABD Başkanı Donald Trump, Paris Anlaşması’ndan çekilme kararı aldı. Diğer ülkelerde de COVID-19 salgınının, hükümetin iklim değişikliği ile ilgili taahhütlerini yerine getirme çabalarını engelleyeceğine dair endişeler arttı.

Akıllı sözleşmeler aracılığıyla blokzinciri teknolojisi, devletlerin parasal bir depozito ile taahhütlerini desteklemesi şartıyla, verilen sözden geri dönme riskini azaltabilir. Devletler emisyon azaltma hedeflerine uymazlarsa, depozitoları alınabilir. Alınan depozitolar da token olarak karbon emisyonunu azaltanlara dağıtılır.

3 – Teşvik

Merkezi olmayan bir iklim organizasyonu yine akıllı sözleşmeler aracılığıyla iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını ödüllendirebilir. Sisteme bağlı bir blokzinciri ağındaki herkes ağaç dikerek token kazanabilir. Bunu Bitcoin sistemindeki madenciliğe benzetebiliriz.

İnsanlar iklim değişikliği ile mücadeleyi desteklemek için token satın alabilirler. Oluşturalan paranın takas değeri artırılarak insanların daha çok ağaç dikmesi teşvik edilebilir. Blokzinciri teknolojisi buna benzer tüm işlemleri otomatik olarak çözmek için ideal bir ortam sunuyor.


Blokzinciri teknolojisinin aktif bir şekilde kullanılması iklim değişilikliği mücadelesinde önemli faydalar sağlayabilir. Ancak bunun kolay bir şekilde gerçekleşmeyeceğini söylemek lazım. Blokzinciri tabanlı merkezi olmayan bir iklim organizasyonuna kilit oyuncuların katılmaması durumunda bu sistem meyve vermeyebilir. Güçlü devletler ve şirketler bu kadar bağlayıcılığı olan şeffaf bir sisteme katılmakta pek tabii çekingen davranabilirler. Ancak şu bi gerçek ki; iklim değişikliği ciddi bir sorun ve bununla etkili bir şekilde mücadele etmek için herkesin elini taşının altına koyması gerekiyor.

KaynakTheConversation