Cointelegraph Türkçe, Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü ve Blockchain Türkiye Platformu kurucu üyesi Dr. Soner Canko ile blokzinciri teknolojisi ve dijital paralar üzerine bir röportaj gerçekleştirdi. Okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Blockchain teknolojisinin Türkiye’de ve dünyada geldiği nokta nedir?

Soner Canko: Blockchain açısından 2019 yılı biraz daha gerçek ürün ve hizmetleri görmeye başladığımız bir yıl oldu. Şimdiye kadar testler yapılıyordu, bugün ise gerçek hayata uyarlamalarını görüyoruz. Yeni yılda da kendini daha doğru ifade eden, kendinden emin bir teknoloji olarak göreceğiz blockchain’i. Bu zamana kadar olan süreç “blockchain’i anlama” evresiydi. Sırada “blockchain’i yaşama” evresi var.

Öte yandan, Blockchain’in şu dezavantajı var:

Blockchain, başlı başına bir teknoloji olarak değil, doğrudan kendi uygulamasıyla (Bitcoin) çıktı. Onu kripto para biriminden söküp başka alanlara monte etmek ayrı bir uğraş. Blockchain, Bitcoin’in içinden süzülerek anlaşılmaya çalışılan bir teknoloji.

Kripto para birimi piyasasının içinden çıkmış bir ağ aslında. Sadece Bitcoin’in ve blockchain’in aynı şey olmadığını anlatmak bile birkaç yıl sürdü.

“Dağıtık yapılar 1990’larda da kullanılıyordu”

1990’larda bilgisayar ağları tanıtıldığı zaman zaten dağıtılmış bir haldeydi. Benim ilk çalıştığım bankada günümüzdeki ağ topoğrafyası şu anki gibi merkezi bir ana bilgisayar üzerine kurulu değildi. Her şubede bir sunucumuz, ana merkezde de onu konsolide eden ana sunucumuz vardı. Yani ağ altyapısı yeterince iyi değildi. Zaman ilerledikçe gelişen çözümlerle beraber teknoloji şöyle bir yola girdi: Madem ağ kapasitesi günden güne artıyor ve ucuzluyor, biz neden bunları ayrı ayrı parçalı olarak depoluyoruz? Hepsini merkezde tek bir yerde depolayalım.

Ama bunun faydaları olduğu gibi zararları da ortaya çıkmaya başladı:

Sözgelimi 20 şubeli bir yayınevini tek bir merkezde yönetiyor olsanız, tek bir siber saldırıyla nakavt olursunuz. Buna karşın, 20 merkezde, 20 sunucu ile yönetiliyor olsanız 20 yere ayrı saldırı olması gerekiyor. Bir yerde kayıp olsa bile maç yine devam eder çünkü 19’u hâlâ ayakta kalmış olur.

Blockchain şu an hangi ihtiyaçlara yanıt veriyor? Hangi konularda potansiyel taşıyor

SC: Dağıtık veri tabanları internetin popüler olmasından önce ağ kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı kullanılmış bir teknolojidir. Bugün blockchain ile güncel sorunları çözmek için geçmişe bakıyoruz. İlk olarak, siber güvenlik çok daha fazla önem kazanmaya başladı. İkincisi, Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) düzenlemesi gündemimize girdi. Bu iki nedenden ötürü, veriyi merkezi bir yerde, riskli ve kırılgan bir ortamda bırakmaya son vermek gerekiyor.

Üçüncü önemli nokta ise kullanıcılar açısından etkinlik ve verimlilik.

Bir tüketici olarak, kullanmak istediğimiz her hizmet için karşı tarafla tüm bilgilerimizi paylaşmak zorunda kalıyoruz:  Uçak bileti alırken, otele giriş yaparken, araba kiralarken… Blockchain teknolojisi iş yapış biçimlerimizi verimli bir şekilde dönüştürebilir.

Blockchain yarışında Çin rol modele dönüştü

Blockchain çok önemli bir teknoloji ve biz bu önemli yolda bilinçli bir şekilde ilerliyoruz. Dünya’daki gelişmeleri takip ediyoruz, öğreniyoruz, öğretmeye çalışıyoruz. Türkiye bu konuda dünyadan geri durumda değil. Türkiye’de konunun ticari boyutu tartışılıyor. Biz entelektüel yanlarını tartışıyoruz. Blockchain için anahtar kelimelerin “ekosistem” ve “benimsemek” olduğunu düşünüyorum. Çin bu konuda çok ileride çünkü Blockchain konusunda en belirgin ve güven veren devlet stratejisi Çin’e ait. Devlet Başkanı Xi Jinping’in çağrısı üzerine Çin’de Blockchain teknolojisi üzerine seferberlik ilan edildi.  Çin, blockchain teknolojisi konusunda dünyada zirveye yerleşmek istiyor diyebiliriz.

Çin, büyük bir ekonomi. Son 4-5 yılda Silikon Vadisi’ndeki Çinliler ülkelerine bu nedenle geri döndü. Çinli telekom devlerinin hızlanması hep bu sebeplerden dolayı. Şov yapmayıp ders çalıştılar, strateji yaptılar. Bizim de bu konuda çalışmamız gereken birçok konu var.

Türkiye’yle ilgili blockchain platformunda haber paylaşıldığında Avrupa’da şu yapılıyor, Amerika’da şu yapılıyor bu da bir şey mi diye tepkiler geliyor yerel ekosistemden. Teknolojiden bahsediyoruz burada aslında. Teknolojide çok ileri olduğumuz söylenemez ama İsviçre şunu yapıyor, Amerika bunu yapıyor diye olumsuz yargılar var. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

SC: Teknoloji günümüzde kabuk değiştirdi. Örneğin, elinizdeki dizüstü bilgisayarda bir katma değer kalmadı artık. Ürünlerin içindeki yazılım ve bilgi değerli. Katma değer burada. Dışının bir önemi yok. Çinliler birçok şeyi iyi yaptılar ama telefonun içindeki işletim sistemini son sıraya bıraktıkları için şu an o konuda sıkıntı yaşıyorlar. Muhtemelen bir ya da iki sene sonra dünyanın en çok kullanılan işletim sistemi Çin’den gelecek. Dolayısıyla bilmeden, anlamadan, çalışmadan yapılan yorum; bu eski bir alışkanlık. Ne kendimizi dev aynasında görelim, ne de bilmiyoruz diye küçümseyelim. Sadece çalışalım.

“Blockchain bugünkü haliyle ödeme teknolojilerindeki yükü kaldıramaz”

BKM olarak ödeme teknolojilerine öncülük eden birçok ortak projeyi hayata geçirdiniz. Bu vizyonun blockchain’deki yansımaları nelerdir?

SC: Ödeme teknolojilerinde blockchain tabanlı bir yansıma henüz mümkün değil. Çünkü bugün itibarıyla blockchain teknolojileri bizim sahip olduğumuz hacimleri karşılamaya yetmiyor. Biz işlem yükü çok büyük bir ülke değiliz ancak bu işlem hızını karşılayacak bir ölçeklenebilir blockchain teknolojisi henüz yok.

Dolayısıyla blockchain teknolojilerindeki gelişmeler, konuyu tekrar gündeme getirecektir. Ayrıca, tüm ekosistemin yani tüm bankaların, tüm kartların, tüm POS cihazlarının da buna göre değişmesi lazım. Diğer taraftan, uluslararası para transferi gibi konularda da blokzincirin ne kadar verimli ve hızlı olduğunu da yaygınlaşan uygulamalar hakkındaki raporlardan görebiliyoruz.

Blockchain 1.0 Bitcoin’di, Blockchain 2.0 Etherium oldu, şimdi Blockchain 3.0 ve 4.0’ı kovalıyoruz. Bunlar gerçekleştiğinde bahsettiğiniz işlem hacimleri mümkün olacak belki de. Bir sıçrama gelmesi lazım. Tüm bunların yaşandığını varsayarsak kullanıcıların hayatı nasıl değişecek?

SC: Son kullanıcı “Daha güvenli bir işlem yapıyorum” diyecek. “Kişisel verilerim güven altında, parçalı ve korumalı” diye düşünecek. “Siber saldırılara karşı korunuyorum ve çok daha verimli, efektif bir iş yapıyorum” diyecek. Kişisel bilgilerimi hava yollarıyla gerektiği kadarıyla paylaşmışsam seyahatim için gerekli otelde taksi ile de paylaşabileceğim. Tekrar tekrar aynı bilgileri paylaşmak zorunda kalmayacağım” diye düşünecek.

Blockchain 2.0 ile hayatımıza giren akıllı sözleşmeler, iş yapış biçimimizi değiştiren uygulamaların vücut bulmasına sebep oldu. Ethereum platformunda hem halka açık hem de özel ağlar üzerinde kurgulanan çözümler en somut örnekler olarak gözümüze çarpıyor. Bir sonraki adımda ise gelişimini yakından takip ettiğimiz “blokzincirlerin interneti” olarak adlandırabileceğimiz Blokzincir 3.0 dünyasına giriş yapacağız.

Blockchain’in 5 yıl içinde nasıl bir evrim geçireceğini düşünüyorsunuz? Kripto sizce bu yeni finansal düzende nasıl bir rol alacak?

SC: Aslında öngörüler konusunda konuşmayı pek sevmiyorum. Elimde sihirli bir küre yok sonuçta ama bu teknolojinin önümüzdeki dönemde, zamanımızı almayan, kolaylaştırıcı ve güvenilir bir teknoloji olması sebebiyle daha çok yaygınlaşmasını bekliyorum.

Kripto paralar bugün yaklaşık 180 milyar dolarlık toplam değerle dünya ekonomisi içerisinde kendine yer edinmesine rağmen ödeme aracı olarak yaygın bir kullanımı bulunmuyor. Kripto para ile ödeme kabul eden noktalar oldukça az.

Bitcoin stokunun büyük bir kısmı az sayıda kişide. Bu kişilerin de kullanmadıklarını biliyoruz. 200 milyar doların içerisinde amiral gemisi Bitcoin ve Bitcoin içerisinde %84’ü de bugüne kadar hiç aktif değil. Böyle baktığımızda çok küçük, sığ bir piyasadan bahsediyoruz. Bu yüzden hızlıca 20 binlere çıkıp, aynı hızda 6 binlere inen bir dalgalanma yaşıyor. Önümüzdeki günlerde daha çok suistimal edilecektir bu durum.

Bir şeyin kıtlığı onun değerini artırıyor. Bitcoin’de de aynı durum geçerli. Dolayısıyla yeni finansal düzende bu tarz spekülasyonlara açık bir kripto para geleceği var. Onun için kripto para konularının henüz yatırım aracı olgunluğunda olmadığını düşünüyorum. Küçük yatırımcıların bu konularda risk almamalarını öneriyorum. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde ben daha çok iş modellerinin gelişimini bekliyorum.

Kripto paranın kullanımıyla alakalı gelişmekte olan ülkelerde kripto paranın varlığı korumak amacıyla kullanıldığı ama gelişmiş ülkelerde ödeme yöntemi amacıyla kullanıldığı söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

SC: Elimizde derinlemesine bir veri yok. Şu anki örnekler Venezuela, Güney Kıbrıs gibi örnekler. Bunları dikkate almamız doğru olmaz. Çok küçük örnekler. Şu an dolaşımda olan Bitcoin miktarının çok küçük olduğunu biliyoruz. Bu örnekleri baz alırsak yanlış bilgi edinmiş oluruz.

Bu kripto paraları küçümsediğim anlamına gelmesin. Şu anki haliyle kripto paraların önemli bir aktör olmadığını düşünüyorum sadece. İleride teknolojik gelişmelere bağlı olarak, Merkez Bankası kripto paralarının gelişmesiyle, İsviçre’de başlayan kripto para bankalarının yaygınlaşmasıyla bu işin gelişebileceğini düşünüyorum.

“Facebook Libra başarılı olmayacak, çünkü…”

Facebook Libra’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

SC: Facebook dünyaya çok büyük bir iyilik yaptı. Aslında Bitcoin’in manifestosunda yazan merkeziyetsiz, bağımsız ve özgür yapıyı Libra projesinin tanıtımıyla çok daha büyük kitlelere anlatmış oldu. 100 tane hepsi birbirinden büyük katılımcı firma bu tanıtıma katıldı.

Yine de Facebook’un Libra projesinde başarılı olacağını düşünmüyorum. Çünkü Facebook kişisel verilerin korunması konusunda kullanıcıların güvenini daha önceden sarsmıştı. Dolayısıyla bana deseler ki “Libra’yı bugün 10 liraya al, yarın 100 lira olacak”, “Adımı, soyadımı, kişisel bilgilerimi vermek istemem” derim.

Bundan sonra Libra gibi uluslararası yeni oyuncuların ortaya çıkması halinde bence çok daha büyük konsorsiyumlar olabilir. Libra’nın arkasından büyük işler olursa tutabilir. Libra önemli bir kapıyı aralamış oldu.

Cumhurbaşkanlığı tarafından 2020 planı çerçevesinde duyurulan blockchain tabanlı dijital para projesinde BKM olarak yer alacak mısınız?

SC: Yer almıyoruz. Ama davet gelirse ve Merkez Bankası katılmamızı isterse katılırız. Yani geçmişte bu tarz diyaloglarımız oldu. Konuşuyoruz ama bir proje üzerinde görev verilmedi. Devamlı iletişim halindeyiz.

Türkiye’nin stablecoin çıkarmasını da olumlu değerlendiriyorum. Çünkü böyle bir şeye ihtiyaç var. Bunun zaten şu anki sistemden çok farklı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Cebimizde şu an nakit var, plastik kartlar var. Telefonumuzda da stablecoin olması çok fark etmeyecektir. Güvenli olsun, kişisel veriler korunsun ve en önemlisi zamanımızı daha az harcamamıza vesile olsun.

Blockchain teknolojisinin insan yaşamına, devlet işleyişine ve iş dünyasına en dramatik etkisi ne oldu veya ne olacak?

SC: Üçüne de aynı etki olacak aslında: etkinlik ve verimlilik artışı. Yapılan her iş blockchain teknolojilerine uygundur demiyoruz bu arada. Örnek: Cevizimiz ve hurmamız bittiğinde bugüne kadar yaptığımız gibi çarşıya yürüyerek gidip, “Yarım kilo ondan ver 250 gram bundan ver” deyip geri dönmek yerine, verimlilik odaklı bir geliştirme yapılacak. Kavanozda ürün bittiği zaman, o kavanozun altındaki sensör bizim satın almadaki arkadaşın önüne bir bildirim gönderecek ve o düğmeye bastığı zaman “BKM bunları satın almak istiyor” diyerek bilgilerimi paylaşmadan, siber saldırıya maruz kalmadan satın almamı sağlayıp hayatımı kolaylaştıracaksa bu herkesin işine yarar.

Neden?

Çünkü devlet tüm akışı görür, vergisini tahsil eder, kayıt dışı ekonomi olmaz, nakitsiz ekonomiye doğru ilerlenir. İş dünyası haksız rekabet yapmamış olur. Faturasız satış olmaz. Dolayısıyla hem birey için hem iş dünyası için hem de devlet için çok olumlu ve dramatik etkileri olacak. Bunun gerçeğe dönüşmesi için de daha çok çalışmamız, daha çok konuşmamız ve tartışmamız gerekli.

“Kripto paranın yaygınlaşması için önce kolaylaşması gerekiyor”

Kripto para ilginizi çekiyor mu? Hiç alım yaptınız mı?

SC: İlgimi çekmiyor şu an. Benim birçok cüzdanda denemelerim var. Kripto para çekme, yatırma, transfer yapma gibi işlemler yaptım. Kullanımı şu an kolay değil, çünkü ben bile zorlanıyorum. Finansal okuryazarlığı yüksek biri olarak bunda zorlanıyorum, diğer insanlar ne yapsın?

Şifrelemeler, doğrulamalar derken epey bir aşama var. Geleneksel finans dünyasında kabul görmesi için kolaylığın sağlanması lazım. Bugünkü teknoloji hızıyla bunların gerçekleşmesi mümkün değil. Ama günün sonunda buna kullanıcı karar verecek.

Kişisel olarak Bitcoin’e yatırım yaptınız mı?

SC: Kripto paraları yatırım aracı olarak görmüyorum. Ancak nasıl çalıştıklarını deneyimleyebilmek için satın aldığım kripto paralar var. Mesela 0,00000001 Bitcoin’im var. Bitcoin’i küçümsemiyorum, sonuçta bu işin amiral gemisi. Ama ben Bitcoin’e yatırım yapmayı doğru bulmuyorum. Çünkü örneğin dolarım varsa %1,5 ila 2,5 arasında getirisi olur. Türk Lirası %8 ila 12 arasında getirisi olur. Bunun dışında birisi bana bir getiri öneriyorsa, mesela sen gelip “Dolarına %12 veriyorum” dersen hiç inanmam. Çünkü o işte bir haksız kazanç vardır.

Genelde insanlar internetteki yalancı ilanlara kanıp varını yoğunu Bitcoin’e yatırıyor. Sizin paranızı alıp, katlayarak size geri ödeyeceğini söyleyen insanlara, firmalara itibar etmeyin. Böylelikle mağdur duruma düşmemiş olursunuz. Biz bu konuları güven vermek açısından konuşmak zorundayız.

Topluma karşı görevimizi yerine getirmeliyiz. Bugün Türkiye’de 52 tane kripto para borsası varmış. 52 tane borsa olması mümkün değil. Aklım almıyor. 52 tane banka var zaten Türkiye’de, 52 borsa nasıl olacak? Kullanıcılar çok dikkatli olmalı. Onlara önerilerim; işlem yapacakları borsaları dikkatli seçmeliler, mevcut varlıklarını yolda düşürdüklerinde üzülmeyecekleri kadar kısmını burada değerlendirsinler. Büyük paralar kazandıracağını iddia eden kişilere itibar edip paralarını kaptırmasınlar.

KaynakCointelegraph Türkçe