1800’lerin başlarında Londra’da, Charing Cross’taki British Coffee House’da düzenli aralıklarla toplanan bir grup esnaf — terziler, tuhafiyeler, ayakkabıcılar — vardı. Akşamüstü çaylarını yudumlarken müşterilerini ve piyasanın durumunu tartışırlardı.

O zamanlar Londra, İngiliz İmparatorluğu’nun başkenti olarak, ekonomik faaliyetlerin merkeziydi. Şehrin bu dinamik yapısı, Londra’nın bazı sakinleri için emsali görülmemiş bir refahın yolunu açıyordu, ancak o kafede bir araya gelen esnaflar için bu bolluk rekabet ve yenilik yarışı demekti.

Birkaç yıl önce, tüm işletmeler yereldi. Örneğin, Mayfair’deki terzi aynı müşterilere yıllarca hizmet veriyordu. Müşterilerini tanır ve onlara güvenirdi, bu sayede onlara özel ürünler üretir ve işlerinin nasıl yürüdüğü hakkında çevresini bilgilendirirdi. Kişisel itibarın doğrudan insanlar arasında sağlandığı bu dönemde müşteri ve satıcı ilişkileri karşılıklı güven temelinde yükseliyordu.

Londra küresel ticaretin başkenti olarak büyüdükçe, esnafların da müşteri tabanları genişlemiş oldu. Yavaş yavaş kapısından yürüyen insanların hepsini, hatta birçoğunu tanımamaya başladılar. Kime güvenileceğini bilmek bir sorun haline geldi.

Böylece, bu grup esnaf grubu sadece müşterileri hakkında dedikodu yapmak, isimleri ve özelliklerini paylaşmak için bir araya gelir oldu. Özellikle dikkat edilmesi gereken müşterileri birbirlerine haber veriyorlardı. Sahtekarlar veya sözlerini tutmayanlar kimlerdi? Bu grup kendilerini Müşterek İletişim Topluluğu olarak adlandırdı.

Çifte Harcama Problemine Eşsiz Bir Yaklaşım

Tüccarların dolandırıcılık konusundaki kaygıları, Bitcoin whitepaperını okuyan herkese tanıdık gelecektir.

Tüccarlar müşterileri konusunda temkinli olmalıydı. İşin ucunda teminat alamadıkları bir ticaret içindeydiler ve dolandırıcılık — her dönemde olduğu gibi — kaçınılmazdı.
– Satoshi Nakamoto, Bitcoin Whitepaper

Satoshi, bitcoin tasarımında, güven sorununu ele alıyor. Bitcoin’den önce, internet üzerinden müşterilerle işlem yapan tüccarlar aracılara güvenmek zorunda kaldılar, müşterilerinin para için iyi olduklarına ve ödemeleri takip edeceklerine güvendiler. Genel olarak, tüccarlar risklerini yönetmek için bankalar ve aracılar aracılığıyla bir dizi pahalı ve zaman alıcı sürece maruz kalıyordu. Satoshi, “Bu maliyetler ve ödeme belirsizlikleri şahsen fiziksel para birimi kullanılarak önlenebilir” diyerek “güvenilir bir taraf olmadan iletişim kanalı üzerinden ödeme yapmak için hiçbir mekanizma bulunmuyor” sorununu dile getirdi.

Peki çözüm neydi? Eşler arası elektronik bir para. Bu atılım, belki de inek kabukları ve rai taşlarından bu yana ekonomideki en önemli gelişmedir. Bitcoin, krediye güvenmeksizin dijital işlemler yapmamızı sağlar. Ancak, cowry kabukları ve rai taşları gibi, kredibiliteye güvenmek istediğimizde sistem bazı problemlerle karşılaşır.

Londra’daki esnafları hatırlayalım. Müşterilerle şahsen ilgileniyorlardı ve temel güven önceden iş yaptıkları insanlara duyduklarıydı. Müşterik İletişim Topluluğu’nun tüccarları bu gerçek temelinde kuruldular: çoğu ekonomik ve ticari faaliyet için müşterileri tanımaya ve birbirlerinin arkasını kollamaya ihtiyaçları vardı.

Kaldıraç sistemi de incelendiğinde kredibiliteye dayanan bir tür çifte harcama şeklidir. 2008 ekonomik krizinin sebeplerinden biri olan bu sistem aynı zamanda hükümetlerin ekonomik büyümeyi körükleyen açıklarını ödünç almalarını ve finanse etmelerini sağlayan bir araçtır. Hayallerimizdeki evleri satın almak için ipotek yaptırmamıza izin verir veya öğrencilerin karşılayamayacakları üniversitelere katılmalarını sağlar. Kötüye kullanıldığında geri dönülemez sonuçlara sahipken iyi kullanımında sorun çözücü bir özellik gösterir.

Kredi, herhangi bir olgun ve işlevsel ekonomik sistemin ayrılmaz bir parçasıdır. Peki kripto para birimi dijital para ise, dijital kredi sistemi nasıl çalışacaktır?

Fiyatlandırma Riski

Kripto para konusu dışında bile, kredi kavramlarımızın her zaman çok karışık olduğunu biliyoruz. Kredi sistemleri genellikle tek bir otorite, bir oligopol veya bir güven ağından gelen onaylara dayanır.

Birine borç vermek istiyorsanız, ne kadar parası olduğunu görmek ve geçmişteki kazanma ve harcama alışkanlıklarım hakkında bilgi edinmek için bankası ile görüşmek istersiniz. Bu durumda, tek bir otorite tarafından tasdik edilen verilere güveniyor olmanız beklenir.

Resmi bir kredi kontrolü gerçekleştirirseniz (örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde), bir dizi finansal oyuncudan (Experian, Equifax ve Transunion) bir veri elde edersiniz. Bu oligopol, kredibiliteyi puanlamak için çeşitli finansal kurumlardan alınan verilerden ortak bir sonuç çıkaracvaktır. S&P, Fitch ve Moody’s tarafından derecelendirilen şirketler ve ülkeler için de benzer bir sistem kullanılır.

Sonunda, bir güven ağı yaklaşımı benimseyebilirsiniz. Bu, Müşterek İletişim Topluluğu’nun amaçlarına yakın bir yapılanmaya katılacağınız anlamına geliyor. Ticaret yapacağınız kişi ile ilgili ne finansal kurumlar ne düşünüyor? Onlar bu kişiye hiç borç para vermişler mi? Bu kişi borcu geri ödedi mi? Güvenilir mi?

Kullanılan yaklaşımların hangisini benimserseniz benimseyin ticarette birtakım riskleri almaya devam ediyorsunuz. Aldığınız risk oranında da borç verdiğiniz kişiye borç üzerinden faiz yansıtıyorsunuz. Eğer işleme aracı kurumlar da dahilse onlar da aldıkları riski fiyata yansıtmaya devam ediyor.

Kredibilite kripto para birimi sistemlerinde daha da karmaşıktır. Çoğu kripto para birimi ağındaki aktörler takma isimle anonim olarak varolabildiğinden, bilgi asimetrisi geleneksel pazarlardan daha yüksektir. Kötü niyetli bir faaliyetin cezalandırılması için bile bir yöntem yoktur.

Buna rağmen ağdaki oyuncuların kredibilitesini tarafsız olarak değerlendirecek uygulamalar da geliştirilmektedir. Kurumlar katılımcıları yetkilendirebildikleri izinli ağları tercih ederek blockchainin avantajını kullanma yolunu benimsemektedir. Uluslararası ticaret toplulukları oluşturarak tanıdıkları ve güvendikleri aktörler arasında merkeziyetsiz ağlar kurarak aracıları devreden çıkaran kurumlar zaman ve maliyetten tasarruf ederler.

Bir bakıma teknoloji çağının müşterek iletişim topluluğu işte bu dağıtık veri tabanı üzerinde kurulmaktadır. Aynı amaç, farklı araçlarla…

Tarihteki Müşterek İletişim Topluluğu ve ticarette kredibilite üzerine daha fazla bilgi için Rowena Olegario’nun bu kitabına mutlaka göz atmanızı tavsiye ediyorum: https://bit.ly/2VGqWK3

Kaynak: https://medium.com/@jillcarlson/the-mutual-communication-society-ae6a3a068858
Çeviren: Deniz Özgür

Boğaziçi Üniversitesi 3. Sınıf Ekonomi öğrencisi olan Deniz Özgür, yeni teknolojilere olan ilgisi ile 2017’den beri blockchain ve dağıtık sistemler üzerine çalışıyor. Akıllı sözleşmeler ve yazılım konusu ile dahil olduğu teknolojiyi anlama ve uygulama konusunda kurumsal ve bireysel problemlerin çözülmesi için çalışmalarına devam ediyor. Deniz, ilk aşamanın eğitim olduğu bilinciyle uluslararası kaynakların çevrilmesi ve orijinal içerik üretimi ile Mart 2019’dan veri Twitter üzerinden paylaşımlarını sürdürüyor. Teknolojiyi anlaşılır kılmanın geniş kitlelere ulaşmak yolunda en önemli atılım olduğu düşüncesiyle paylaşımlarında sade ve eğlenceli bir dil benimseyerek büyüyen bir kitle elde etmeyi başardı. Nisan 2019’da kurumlar için blockchain çözümleri geliştirmekte kullanılan açık kaynak kodlu Hyperledger projesinin Türkiye topluluk liderliği görevini üstlenen Deniz, lider teknolojilerin Türkiye’de daha faal olması ile ekosistemin uluslararası görünürlüğünün artacağı görüşünde.