IMF ekonomistleri tarafından kaleme alınan bir makale, merkez bankalarının çıkartacağı dijital paraların neden kabul göreceğine dair bir analiz sunuyor.
Tommaso Mancini-Griffoli, Maria Soledad Martinez Peria, Itai Agur, Anil Ari, John Kiff, Adina Popescu, Céline Rochon ve Zoltan Jakab tarafından kaleme alınan ve VOX CEPR Policy Portal üzerinde yayınlanan makalenin özetini sizlerle paylaşıyoruz.
Her yeni gün ile birlikte yeni kripto varlıklar hayatımıza giriyor. Ancak kamu dünyasında bu durumun yansımalarını göremiyoruz. bununla birlikte Kanada Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, Norges Bank ve Sveriges Riksbank dahil olmak üzere birçok merkez bankası, merkez bankaları tarafından ihraç edilecek dijital para birimi (CBDC) olasılığı üzerinde aktif olarak araştırma yapıyorlar.
Tarih boyunca madenlerden üretilen paralar, maden paralar ile desteklenen banknotlar, fiziksel itibari para ve fiziksel paranın dijitalleştiğine şahit olduk. Kripto yapılar ile desteklenen yeni bir dijital para bir sonraki adım olması doğal bir gelişme olacaktır. Yayınladığımız bir çalışmada, merkez bankalarının neden bu adımı atmayı düşünmesi gerektiğine dikkat çekerken, bireylerin ve şirketlerin bu sürece nasıl uyum sağlayabileceğini değerlendirdik.
Dijital ödeme şekilleri merkez bankaları için yeni bir kavram değil; Bankalararası ödemeler için bir süredir dijital varlıklar kullanılıyor. Ancak bu dijital varlıkların geniş çapta şhalka ve şirketlere sunulması henüz atılmış bir adım değil. Böylesine bir adımda sunulacak CBDC, yasal olarak fiziksel paranın sağladığı; bir hesap birimi, bir ödeme aracı ve bir değer deposu olma niteliklerinin hepsini karşılayabilir.
Ancak CBDC’ye gerçekten bir talep olacak mı? Merkez bankaları böylesine yeni bir şey sunmak için neden adım atmalı ki? Aslında bu sorunun cevabı şu anki gelişmelerde saklı. Bankalar her geçen gün daha kullanıcı dostu arayüzler sunmak için teknoloji şirketleriyle (Fintech) ortaklıklar kuruyorlar. Kenya gibi düşük gelirli ülkelerde bile M-Pesa gibi cep telefonları arasında ödeme işlemlerine izin veren ve özel sektör tarafından sunulan çözümler giderek daha popüler hale geliyor. Belki DBDC’ler öncelikle bu tarz çözümlerin olmadığı, az gelişmiş ödeme sistemlerine sahip ülkelerde, ilgi çekici olabilir. Taraflar arasındaki ödemeler için bir dereceye kadar anonimlik olmasına izin verilirse beklenenden daha fazla çekici bile olabilir.
Merkez bankalarının bir dijital para arzı, finansal katılımın teşviki anlamına gelir. CBDC sayesinde bankasız (unbanked) ve uzak bölgelerde yaşayanlar için parayla ilgili hizmetlere erişim maliyetleri düşebilir. Ayrıca CBDC, nakit kullanımında ihtiyaç duyulan kağıt ve madeni paraların basılması ve dağıtılmasından kaynaklanan maliyetleri düşürmeye yardımcı olacaktır. CBDS yapıları, ödemeler sektöründe rekabetin artmasına ve fiyatların düşük ve kaliteli kalmasına yardımcı olabilir ve ödeme sistemlerinin güvenliğini artırabilir.
Öte yandan bu tablo sadece pembe renklerden oluşmuyor. CBDC’nin şu anda ön göremediğimiz maliyetlerinin ve teknolojik engellerin ortaya çıkması riski her zaman var.
CBDC’nin anonimlik (işlemlerin izlenebilirliği), güvenlik, işlem limitleri ve kazanılan faiz bakımından tasarımı, öngörülemeyen riskleri büyük ölçüde sınırlandırabilir. Diğer yandan banka mevduatlarının özelliklerini taklit eden bir CBDC tasarımı, fonların bankalardan kaçmasına, kredi maliyetlerini artmasına ve nihayetinde yatırım ve tüketimi etkileyecek sonuçlara yol açabilir.
Bununla birlikte, potansiyel maliyetler ve riskler, doğru bir tasarım süreciyle çöümlenebilir.
Şu anda CBDC için evrensel bir çözüm bulunmuyor. IMF araştırması, CBDC’nin ve etkisinin büyük ölçüde tasarım özelliklerine bağlı olacağını ve riskler varken, maliyetleri azaltmak ve faydaları artırmak için regülatif politikalar gerektireceğini belirtiyor. IMF Genel Müdürü Christine Lagarde’nin yakın tarihli bir konuşmasında söylediği gibi: “merkez bankaları CBDC’yi daha ciddi, dikkatli ve yaratıcı bir şekilde araştırmalı.”
Bu özet makalenin orjinalini burada okuyabilirsiniz.