Dolara endeksli stablecoin’leri çıkaran Tether ya da Circle gibi şirketler, kendi kripto paralarını kullananlara herhangi bir faiz ödemiyor. Hasu ve Su Zhu ise ise bu trendin 2019 yılında değişeceğini öngörüyor.
Stablecoin kullanıcıları, bugünkü yapıda kripto para sağlayıcılara bir servis karşılığında bir bakıma ücretsiz borç vermiş oluyor. Bu servis bir sağlayıcıdan diğerine pek değişmiyor.
Stablecoin sağlayıcılar ise kullanıcılarından aldıkları parayı bankaya koyarak faiz geliri elde ediyor. Bugün en büyük beş stablecoin’in toplam müşteri mevduatı 2,67 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Yılda %2,5 faiz oranı üzerinden hesap yapıldığında, bu beş şirketin 67,5 milyon dolarlık toplam faiz geliri mevcut. Circle ayrıca ilerleyen dönemde, yüksek likiditeye sahip AAA puanlı sabit gelir menkul kıymetlere yatırım yapabileceğini duyurdu.
Makalede, faiz olmadığı sürece ortada bir iş modelinin de bulunmadığına dikkat çekiliyor. BoJ ve ECB’nin sıfır faiz politikaları neticesinde, Euro ya da Japon Yeni endeksli bir stablecoin için rekabet de olmadığı hatırlatılıyor.
Yarının stablecoin pazarını değerlendirebilmek için, ABD bankacılık pazarının bugünkü durumuna göz atmakta fayda var: Fiziksel bankaların ulusal ortalama faiz oranı çoğunlukla %0,01’in altında olsa da, online bankalar rekabeti daha çetin koşullara taşıyor. Bu tür yeni nesil bankalar, bankalar arası pazardan aldıkları %2,7’ye yakın faizin büyük çoğunluğunu doğrudan müşteriye ödeyerek rekabette öne geçiyor.
Bu manzaranın neticesinde Goldman Sachs, HSBC ve Barclays gibi bankalar ve American Express, Wealth Front gibi FinTech şirketleri online tasarruf hesaplarında %2,1’in üzerinde getiri sunmaya başladılar. Geleneksel bankalar, şube bankacılığı, ATM ağı ve bireysel servisler gibi pek çok ek hizmet sundukları için çok daha düşük faiz oranlarında da işlerini koruyabiliyor. Bu tür bankaların müşterileri, yerel banka şubesindeki kişisel ilişkileri ve sağlanan konforu fiyatlandırmanın önünde tutarken, online bankacılık müşterileri ise fiyata karşı daha duyarlı davranıyor.
Stablecoin sağlayıcılar bu denklemde online bankalara daha çok benziyor. Hemen hepsi aynı servisi ve aynı güvenlik düzeyini sağlıyor. Sistemden çıkış ücretleri tüm stablecoin’lerde çok düşük ve bir stablecoin’den diğerine geçiş yapmak çoğu zaman birkaç dakika içinde gerçekleşiyor. Rekabette fark bu kadar azalmışken, FUD savaşları ve şeffaflık savaşlarının ardından açılan yeni cephede ücretler konuşacak.
Stablecoin sağlayıcılarının, kendi kripto para birimlerini tercih edenlere faiz ödemesi yapmaları gerekecek. Bunu yapmayanlar rekabette geri kalmaya mahkum olacak. Buna benzer bir girişimi, Gemini’nin token alımlarında %1 indirim uygulamasında gördük. Faiz ödemelerini uygulamanın en kolay yolu, tüm adreslere aylık ödeme yapılması olabilir.
Bunun sonucu olarak tüketiciler açısından çok kârlı bir yapıya bürünecek olan stablecoin pazarının, kripto para sağlayıcıları için ise kârlılığın giderek düştüğü bir girdaba dönüşmesi mümkün. Husu makalesinde, dolara endeksli stablecoin ekosistemine yapılan yatırımın gereğinden fazla olduğu hatırlatıyor. Stablecoin’i net faiz kârı üzerinden yönetmenin kırılgan bir iş modeli olduğunu vurgulayan Husu, makalesini bitirirken mevcut “centilmenlik sözleşmesi”nin sonsuza kadar sürmeyeceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Makalenin tamamını okumak için tıklayın.