GlobalB Law Kurucusu Sima Baktaş ve Vergi Uzmanı Sedat Büyük, yayımladıkları yeni makalede Blockchain’in Türkiye’deki yasal durumunu detaylandırdı.

Medium üzerinden yayımlanan makale, Blockchain ve kripto parayı bir dizi başlık altında inceliyor:

Hükümetin yaklaşımı ve teknolojinin tanımı

Elektronik paranın tanımına en yakın yasa olan 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun incelendiğinde, kripto paranın bir ödeme aracı olmadığı ve bu tanıma uymadığı görülüyor. Kripto para, adında “para” ifadesi geçiyor olsa da, Türkiye Cumhuriyeti hukukunda henüz bir para birimi olarak tanımlanmış değil. Tanım olmadığında, bu konuyla ilgili kanun oluşturmak da mümkün olmuyor.

Kripto para regülasyonu

Türkiye’de yasal olarak tanımlanmadıkları için, kripto paranın yasal çerçevesini belirlemek de şimdilik imkansız. Buna karşın, yasal bir tanımın noksanlığı, kripto parayı “yasak” kılmıyor.

Satış regülasyonu

SEC tarafından duyurulan yasal düzenlemelerin, Türkiye’deki menkul kıymetler otoritesi SPK tarafından da uygulamaya alınması olası bir senaryo olarak görülüyor.

Vergilendirme

Türk vergi kanunlarında şimdilik kripto paraya özel bir tanımlama bulunmuyor. Mevcut yasal düzenlemelerde, kripto paradan elde edilen gelirler bireyler için vergilendirilebilir gelir kategorilerinden hiçbirine uymuyor. Bu nedenle 193 sayılısı Gelir Vergisi Yasası gereğince bir vergilendirmeye tabi görünmüyorlar. Buna karşın, şirketler için türü ne olursa olsun her türlü gelir, vergiye tabi.

Makalede, yasal otoritelerin vergi ve yasal düzenlemeler açısından atabileceği iki temel adım anlatılıyor: “Kripto paranın tanımını içeren bir deklarasyon yapın ve mevcut vergi yasalarını kripto parayı içerecek hale getirin.” Yazıda ayrıca kara para aklamayla mücadeleye ilişkin gereklilikler, Airdrop gibi tanıtımlara ilişkin yasal durum ve madencilik aktivitelerinin yasal zemindeki yeri gibi önemli başlıklar irdeleniyor.

Makalenin tamamını okumak için tıklayın.