Blockchain teknolojisinden yararlanan mikro şebekeler, dev elektrik tedarikçilerine kafa tutuyor.
Blockchain teknolojisi son 12 aydır sektör uzmanları ve kitle iletişim araçlarından büyük ilgi gördü. Başlangıçta büyük ölçüde finansal servisler endüstrisine odaklanmış olsa da, Bitcoin’in kullanım alanlarının artması ve birçok sektörün dikkatini çekmesiyle, artık finansal servisler endüstrisinin ötesine geçmiş durumda.
Blockchain’in sıçradığı ve büyük bir değişime ön ayak olduğu enerji piyasasını temelleriyle ele almak gerekiyor. Şu anda kullanılan geleneksel elektrik tedarik yöntemi, büyük enerji şirketleri tarafından işletilen merkezi bir sistem üzerine kurulu. Bu merkezi sistem, enerjinin devasa güç istasyonlarında üretildiği ve aynı büyüklükte bir iletim ağıyla tüketicilere dağıtıldığı bir ana şebekeden oluşuyor.
Mikro şebekeler geleneksel yöntemlere meydan okuyor
Mikro şebekeler ise geleneksel tedarik yöntemine meydan okuyorlar. Buradaki mikro şebeke terimi, ana şebekeden ayrılan ve bağımsız bir şekilde kendi kendine çalışabilen yerel şebekeyi ifade ediyor. Yerel kullanıcılara hizmet vermek için yerel kaynakları kullanan bu sistem, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji sağlayıcıları dahil olmak üzere, bölgedeki tüm enerji tedarikçilerini aynı çatı altında topluyor.
Kendi üretim becerilerine sahip olan tüketiciler ise, kullanım başına ödeme esasına bağlı olarak, ellerindeki enerji üretimi fazlasını mikro şebekedeki diğer meslektaşlarına satabiliyorlar. Şu aşamada fiziksel mikro şebekeler hayli nadir olsa da, bu sistemi kullanarak kullanıcılar arası enerji ticareti yapan sanal mikro şebekeler yaygınlaşmaya başladı.
Blockchain ise eşler arası enerji ağına Dağıtık Defter Teknolojisi’ni sağlıyor. Böylece yerelleşmiş ve merkezi olmayan bir enerji sisteminde, işlemleri yapmak, onaylamak ve kaydetmek için güvenilir ve en önemlisi maliyeti düşük bir dijital platform sunulmuş oluyor.
Makalenin devamını buradan okuyabilirsiniz.