Blockchain’in yaygınlaşması eğitim programlarının sayısını da yükseltiyor. Dünyanın dört bir yanından önde gelen eğitim kurumları Blockchain konusunda kapsamlı eğitimler düzenliyor.
Her yeni teknolojide olduğu gibi Blockchain de eğitim sektörünün gözünden kaçmıyor. Bu eğitimler sektörün personel ihtiyacına yardımcı olmakla birlikte bir misyonları daha var: Blockchain’i bir iş olarak benimseyenler dahil olmak üzere herkesin kafasındaki soru işaretlerini gidermek.
Wired’da Sarah Gonser imzasıyla hazırlanan bir yazı, ABD’deki eğitim kurumları nezdinde yapılan çalışmaları özetliyor. Eğitimleri verenlerin görüşlerinin de aktarıldığı “The Latest Course Catalog Trend? Blockchain 101” başlıklı yazının belli başlı bölümlerini sizler için özetledik…
Berkeley’in gri sandalyaleri
Bu yılın başlarında Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde birkaç düzine öğrenci kendi aralarında bir Blockchain beyin fırtınası gerçekleştirdi. Berkeley şehir konseyi üyesi Ben Bartlett’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalışmada öğrenciler, kendilerini bir Blockchain girişimcisi yerine koyarak görüşlerini aktardı.
Bartlett, şehirde en az 1400 evsiz kişi bulunduğunu belirtirken, bu evsizler için Blockchain’den nasıl faydalanılabileceğini konuştuklarını ifade ediyor. Üniversitenin misafir öğretim üyelerinden Po Chi Wu tarafından verilen ders, pek çok üniversitede ortaya çıkan Blockchain dalgasının bir yansıması. Po Chi Wu’nun eğitmen olarak seçilmesinin ise bir sebebi daha var. Wu, aynı zamanda eski bir girişimci.
Blockchain’e meraklı bir kesim ve eski girişimci bir öğretim üyesi. Normalde bu grubun iyi bir sinerji oluşturması beklenebilir. Ancak Wired’daki makalede kimi çekincelere de yer veriliyor. Bunların ilki Blockchain – Bitcoin ilişkisi. Blockchain her ne kadar güvenilir ve sağlam duruşa sahip bir teknoloji olsa da Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin aşırı oynak yapısı akıllarda bir soru işareti doğuruyor. İkinci çekince ise zaman faktörü. Evet, Blockchain perakende, insani yardım, emlak ve finans dahil olmak üzere pek çok alanda güçlenmeye devam ediyor. IBM’den Facebook’a ve Google’a kadar çok sayıda büyük teknoloji şirketi bu alana yatırım yapıyor; üniversiteler de bu hareketlilikte geride kalmıyor. Ancak zaman faktörü herkesin aklını karıştırmışa benziyor. Bazı analistler Blockchain’in ancak beş hatta 10 yıl içinde benimsenip yaygınlaşabileceğine inanıyor.
Yetkin personel arayışı eğitimleri tetikliyor
Blockchain üzerine çalışan tek üniversite elbette Kaliforniya değil. Wired’daki yazıda New York, Georgetown ve Stanford isimlerine de yer veriliyor. Yazı ABD özelinde olsa da Türkiye’de de çeşitli üniversitelerin buna yönelik çalışmaları bulunduğunu sizlerle paylaşıyoruz. Diğer ülkeler de yarıştan geri kalmıyor.
Üniversitelerin bu yüksek ilgisinin ardında ise şirketlerin daha çok Blockchain uzmanı arayışı bulunuyor. Burning Glass Technologies’in bir araştırmasına göre Blockchain konusunda bilgili persone arayışı 2018’in ilk beş ayında yüzde 200 artış gösterdi. Bunun bir yansıması olarak MIT, Cornell ve Columbia gibi köklü eğitim kurumları da müfredatlarını yeniliyor hatta çeşitli araştırma merkezleri kuruyor.
Akademik dünyanın aşması gereken engeller
Blockchain’in potansiyeli konusunda halen şüpheleri olanlar da yok değil. Blockchain platformları üzerine inşa edilmiş kripto para birimlerinin dolandırıcılık, kara para aklama ve hatta vergi kaçakçılığında kullanılması bu para birimlerindeki yüksek volatilite kadar endişe doğuruyor. Bir diğer faktör ise Blockchain tabanlı sistemlerin yüksek miktarda enerji tüketmesi.
Ama akademik dünyanın asıl aşması gereken bu konudaki endişeler değil. Bazı eğitim kurumları, kaliteli eğitim vermekten öte dalgayı kaçırmamak adına eğitim programları başlatıyor. Blockchain’in farklı disiplinleri kapsayan yapısı ise bir başka engel olarak tanımlanıyor: Bu, bilgisayar bilimi dışında hukuk, finans, mühendislik gibi konuların da eğitim programına dahil edilmesini gerektiriyor.
Berkeley’de eğitime katılan Profesör Wu, akademik dünyanın kendini sınırlandırmayı tercih ettiğine dikkat çekiyor: “Dünya çapındaki uzmanlar bile farklı disiplinlerden yeni yetenekler kazanmak yerine mevcut statülerini korumaya odaklanıyor.” yorumunu yapıyor.
Öğrencilere göre üniversiteler yavaş hareket ediyor
Blockchain ve eğitim etkileşimindeki bir diğer öne çıkan nokta ise hız. Pek çok üniversite öğrencisi kripto paralara zaten aşina ve piyasayı biliyor. Bu, aynı zamanda sektörün hızından da haberdar olduklarını gösteriyor. Buna karşın üniversitelerin nispeten ağır hareket etmesinden ise rahatsızlar. Blockchain eğitimlerine üç yıl kadar önce başlayan Berkeley’de bile öğrenciler akademik alanın yavaş temposuyla karşılaştıklarında hayal kırıklığına uğruyor.
Fortune 500 şirketlerine danışmanlık yapan öğrenci kulübü
Yazıdaki dikkat çeken bölümlerden biri de öğrencilerin milyarlarca dolarlık piyasa değerine sahip şirketlere danışmanlık yapması. Kulağa ilk başta tuhaf gelse de konu Blockchain olunca pekala mümkün bir hâl alıyor. Berkeley’de kıdemli bir ekonomi uzmanı olan Anthony DiPinzio, pek çok kurumun zamanın gerisinde kaldığını düşündüğünü ifade ediyor. DiPinzio, yine Berkeley’deki Blockchain isimli kâr amacı gütmeyen bir öğrenci kulübüne dahil olmuş. Kulüpteki öğrenciler Blockchain eğitimleri vermenin yanında herkese açık, çevrimiçi bir Blockchain sertifikasyon kursu da sunuyor. Kursa dünyanın dört bir yanından 13 binden fazla insan kayıt yaptırmış durumda.
Kulüp üyeleri aynı zamanda üniversitenin yakınlarındaki Silikon Vadisi şirketleri ile ExxonMobil ve Qualcomm gibi Fortune 500 şirketlerinden müşteri çeken, Blockchain’in işletmeleri nasıl daha verimli hale getirebileceğini inceleyen danışmanlık hizmetleri de sunuyor. 100 aktif üyesi bulunan kulübün herkese açık Slack kanalında ise 2 bin kişi bulunuyor.