Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi (CEPR) tarafından yayınlanan “The Economics of Fintech and Digital Currencies” başlıklı çalışma içinde yer alan makalelerin özetlerine devam ediyoruz. 

CEPR Makale Özetleri serimizin altıncısında Markus Brunnermeier ve Dirk Niepelt tarafından kaleme alınan “Özel ve genel çerçevede dijital para” (Digital money: Private versus public) başlıklı makalenin özetini paylaşıyoruz.

Özel ve genel çerçevede dijital para

Finansal sistem temel bir değişim geçiriyor. Fintech’ler ve Bigtech’ler teknolojik sınırları belirliyor, iş modellerini yeniden tanımlıyor ve bankaları uyum sağlamaya zorluyor. Buna paralel olarak, yeni para biçimleri ve alternatif ödeme sistemleri ortaya çıkıyor. Alipay, Apple Pay, Bitcoin ve yeni tip dijital merkez bankası paraları geleneksel banka mevduatları ile rekabet ediyor. Bu yeni ödeme yöntemlerinin makroekonomik sonuçları neler? Sıkça öne sürülen beş temel kaygıyı ele alıyoruz:

1. Dijital para birimleri sadece bir aldatmaca değil mi? Bitcoin gibi kripto ‘para birimleri’ güvenilir bir değer deposu veya aracı olarak hizmet edemeyecek kadar değişken ve dengesiz değil mi? Bu sorular kafaları karıştırıyor. Merkez bankası dijital para birimi (CBDC) aslında nakit gibidir, sadece yapısı dijitaldir. Alipay, Apple Pay, WeChat Pay, vb. aslında çek gibi çalışır sadece daha kolay bir yapıdadır. Kripto para birimleri ise hiçbir şekilde tipik para birimleri ile bağlantılı değildir, ancak blockchain ekosisteminde varlıklarını sürdürürler.

2. Bir CBDC, banka mevduatı düşürecek bir girişim değil midir? Hayır, çünkü yeni merkez bankası borçları (yani bir CBDC) yeni yatırımları finanse edecektir ve bu geleneksel yapılara zarar vermez.

3. Bir CBDC, bankaların mevduat oluşturarak elde ettikleri karları azaltmaz mı? Bankalar tarafından daha az para yaratılması kesinlikle kârlarını etkiler. Ancak eğer bu halk tarafından kabul edilirse bankalar razı geleceklerdir.

4. CBDC, bankaların çalışmasını indirgeyip finansal istikrarı baltalamaz mı? Aslında, tam tersinin daha makul göründüğünü savunuyoruz.

5. Depozito sigortası, CBDC, egemen para ve Chicago Planı aynı değil mi? Farklı para rejimleri arasında gerçekten yakın paralellikler var. Bir anlamda, “para değişiyor ama yine de aynı kalıyor”.

Şimdi daha açık konuşalım.

Kripto özel bir dijital paradır, ancak farklıdır

Apple Pay, Alipay, M-Pesa, fintech’ler ve bigtech’ler tarafından ortaya konan parasal teknolojiler tipik olarak merkez bankaları tarafından yönetilen parasal yapıların uzantısıdırlar ve bunlara bağlı kalırlar. Çoğu kripto para biriminde ise durum farklıdır. Euro, dolar ya da İsviçre frangı karşılığı olarak bir söz vermezler. Kripto para birimlerinini değeri, merkez bankaları tarafından verilen paralara göre çılgınca değişkendir. Bu kripto para birimlerini ödeme aracı olarak daha az kullanışlı hale getirir, ancak hedge etme amaçları için daha faydalı kılar. Makroekonomik bir bakış açısına göreyese, kripto para birimleri, ulusal itibari para birimlerinin tekilliğini ve bunun sonucunda da iç parasal koşullar üzerinde oyunu değiştirecek bir etkiye sahiptirler.

Kripto para birimleri farklıdır. Merkez bankaları bir dijital para çıkarsalardı, ne olurdu?

Böyle bir yapı yatırımları engellemez ve sosyalizmi getirmezdi.

Doğru, eğer insanlar banka mevduatlarının bir kısmını CBDC’ye aktarırlarsa, bankalar fon kaynağını kaybedeceklerdir. Ancak merkez bankası fon alacak ve bunların bir yere yatırılması gerekecek. Merkez bankası, muhtemelen bazıları oldukça kötü olanı olan, yatırımları finanse etmeye başlayabilir. Alternatif olarak ve tercihen, merkez bankası fonları ticari bankalara aktarabilir ve bu da mevcut yapıları değiştiremeden yolumuza devam etmek için bir yöntem olabilir. Unutulmaması gereken önemli nokta, paranın ikame edilmesi, yeni mülkiyet ve gerçek varlıklar üzerinde kontrol değil, yalnızca yeni banka fon kaynaklarını gerektirecektir.

Bankaların durumu

Krediler veya diğer varlıklar karşılığında, bankalar genellikle ucuza borç alır ve borç verir. (Günümüzde, bazı merkez bankaları rezerv bankalarının yanlarında bulundurdukları fonlara negatif faiz uygularken, mevduatlar negatif olmayan faizlerini ödedikleri için bu kuralın bazı istisnaları vardır.) Para sadece bir değer saklama aracı değil aynı zamanda bir ödeme aracı olarak değerlidir. Bankalar bu değeri yaratarak kazanç sağlar. Bankalarda daha az likidite olması bu değeri ortadan kaldıracaktır.

Banka hissedarları veya bankaların sermaye tabanı konusunda geleneksel düşünenler bu konuda endişe duyabilirler. Diğerleri beğenebilir. Öte yandan her durumda, ticari bankaların ve merkez bankalarının yapısındaki değişim ve etkileri yönetilebilir. Bu durum istenirse bankalar açısından kolayca telafi edilebilir.

Bankalar zarar göremeyebilir

Bir CBDC yapısı için sıkça yapılan bir tartışma, artan risklere işaret ediyor. Bu argümana göre, bir CBDC “geleneksel” banka işlemlerini desteklemeyecek. Bunun yerine, bu tür takasların yürütülmesi çok kolay ve neredeyse masrafsız olacağından, bankalara artık ihtiyaç kalmayacak.

Öte yandan bir CBDC yapısı bankalar açısından yeni ve olası çalışma alanları da yaratabilir. CDBC çıkartan merkez bankaları, çalışan dışsallıkları içselleştirir ve bu nedenle motivasyonunu kaybedebilir. Sonuç olarak, kalan küçük yatırımcılara sağlanan kaynaklar da düşebilir. Bu nedenle, doğrudan finansmanla birleştirilmiş bir CBDC, daha sınırlı fayda sağlayabilir. Bu noktada geleneksel bankalara duyulan ihtiyaç daha da artacaktır.

Para değişiyor ve yine de aynı kalıyor

Resmi olarak, CBDC’nin şu anda mevduatla yapılan bazı işlemler için bir ödeme aracı olarak hizmet verebildiği sürece, belirli şartlar yerine getirildiği takdirde, makroekonomik açıdan riskler doğurmayacağı ve sistemde çok büyük bir değişiklik olmayacağını söyleyebiliriz. Tam anlamıyla eşdeğerlik için yeterli koşulların geçerli olduğu birkaç koşul olabilir. Bununla birlikte, gerçek dünyadaki olası değişimler için de net bir fikir veriyor.

Politik karar vericiler, yeni sistemde banka sahiplerinin düşen kârı nedeniyle oluşan zararları telafi etmeye meyilli olabilirler. Seçmenlerin bunu kabul edeceğinden şüpheliyiz.

Tarafsız olmayan bir para reformunun daha iyi mi yoksa daha kötü mü olacağı, öngörülerin kısa vadede çözemeyeceği bir sorudur. Buna cevap vermek, model ekonomilerdeki dengenin açık bir şekilde tanımlanmasının yanı sıra ciddi nicel ve refah analizlerini gerektirecektir. Dolayısıyla, para reformu ile ilgili politika tartışmaları için, kesin bir cevap seti değil, analitik bir çerçeve ve sağlam bir yol haritası önermekteyiz.

Önemli Not: İlgili makale referanslar ve detaylar içermektedir. Bu özet makalenin tamamını içeren çalışmaya buradan ulaşabilirsiniz.