2009’da Satoshi Nakamoto, Bitcoin’i bilgisayarları uyum içinde birlikte çalışmaya teşvik edecek şekilde tasarladı. 2018’de, aynı prensipler doğrultusunda insanları da teşvik eden milyarlarca dolarlık blokzincir projeleri kurguluyoruz. Etkin piyasa varsayımı ve kolektif bilincin olduğunu düşünüyoruz. Ama toplum o kadar bilinçli olmadığında ne olur?

Hali hazırda inanılmaz sonuçlar elde etmiş, ilk tabana yaygın dijital para Bitcoin’e benzer kripto ekonomi odaklı tasarımlar, yeni bir paradigmadır. Son yıllarda bu paradigma, planlama ve tahmin (örn Gnosis, Augur); sosyal medya (Steemit); itibar, yönetişim ve öz-denetim (Colony, Boardroom, Democracy.Earth); veri işbirliği ve öngörü (Ocean, Numerai) ve daha bir çok geniş alanda inanılmaz fütüristik teknolojiler inşa etmeyi vaat eden sihirli bir değneğe dönüşmüştür.

Gayrimerkezi sistemlerin otomatikleştirilme ve Eylem Alanlarının boyutlarına göre niteliksel dağılım grafiği.

Bununla birlikte, basit sistemler için geliştirilen yöntemleri daha karmaşık yapılara uygularken, algoritmaları kurallara göre oynamaya teşvik edecek şekilde tasarlama prensibini ilke edindik ve bunu insanlara uyguladık. Aslen insanların rasyonel kararlar vereceğini, en yüksek getiriyi sağlayacak aksiyonları alacağını ve kolektif olarak etkin bir piyasa oluşturacağını varsaydık. Ancak davranışsal ekonomi kolektif bilincin ekonomik olarak çok da akılcı olmayabileceğini savunur. Davranışsal ekonomi bize, insanların çoğu zaman kararlarını genel durumlarda “genellikle doğru olan” basit zihinsel kısayollar ve genel kabul görmüş kurallara dayanarak verdiğini, ancak çoğu zaman uç durumlarda (araba kullanırken, oy verirken veya karmaşık finansal piyasalarda işlem yaparken) felaket ile sonuçlanabilecek yanlış kararlar alabildiğini öğretiyor; bu da belgelerle desteklenen bir konudur. Bu yazıda biz, davranışsal faktörlerin ve psikolojinin kripto ekonomide yeterince dikkate alınmadığını savunuyoruz. Sistemlerin uzun vadeli fayda, uygulanabilirlik ve başarısını garanti altına almak için kamu politikası uzmanları, davranışsal ekonomistler ve sosyal bilimciler gibi gerçek davranış ekonomi uzmanlarının, kripto ekonomik sistemler tasarlayan ekiplere dahil edilmesinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz.

1- Giriş: Bitcoin, Davranışsal Ekonomi ve Kripto ekonomi

İlk olarak işin kökeninden başlayalım; Bitcoin. Blokzincir odaklı tasarım konseptinin çıkış noktası, Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin teknik makalesine dayanmaktadır, Andreas Antonopoulos da bunu kitabı ve videolarında çok iyi bir şekilde özetlemiştir.

Nakamoto daha önce kimsenin erişemediği bir hedefe ulaşmak için bu teşvik edici tasarımı kullandı: bilimsel olarak sağlam, güvenli, merkezi olmayan bir dijital para birimi. Nakamoto’nun tasarımı, ağı güvenli tutmak için madencileri teşvik ediyor ve protokolün düzgün işleyen sisteminden çıkmayı önlüyor. Ayrıca, ekosisteme katkıda bulunan madenci, kullanıcı ve geliştiriciler başta olmak üzere tüm paydaşların teşviklerini makul bir şekilde düzenliyor. Açık kaynaklı yapısı, paydaşların saldırıyı ve diğer zincirlerde oluşturacağı problemleri görmesini sağlayarak organize bir saldırının çok da etkili olmamasını mümkün kılıyor. Başka bir açıdan bakıldığında, Nakamoto, aslında klasik Bizans Generalleri Problemi’ne; generallere dürüst davrandıkları sürece maaş ödeyerek; ancak hile yapmaya çalışırken yakalanırlarsa bu defa maaşlarına el koyarak akıllıca bir oyun teorisi çözümü buldu.¹

Tarihsel incelemelerde Nakamoto’nun oyun teorisi varsayımları şaşırtıcı derecede hafiftir. Bitcoin, ancak madencilik gücünün %51’i sistemi yıkmak amacıyla işbirliği ve koordinasyon içinde olursa başarılı bir şekilde yıkılabilir. ² En önemlisi, Bitcoin’in güvenliği, insanların amansızca iyimser ve ultra rasyonel olduğu “Homo Economicus” varsayımına bağlı değildir. Aksine, insanlar tembel olsa ve hatta kötü niyetli işbirlikleri oluştursa bile sistem hala güvenli olacaktır. Steemit ve Augur gibi modern varsayımlar ile karşılaştırıldığında Bitcoin’in dayandığı varsayımlar çok daha gerçekçi ve tartışılmazdır. (Ayrıca, Bitcoin’in güvenlik teminatları nispeten oldukça güçlü olup matematiksel olarak kanıtlanmıştır.2)

2009’dan beri teşvik tasarımı çok daha gelişmiş hale gelmiştir. Blokzincir sistemleri bugün çok daha karmaşık yapılara teşvik tasarımlarını uygulamak için hiç olmadığı kadar zekice yöntemler bulmaktadır:

  • Zcash ve diğer kripto paralar, Ethereum ve diğer ikinci nesil blokzincir sistemlerinin yaptığı gibi, Bitcoin’in önderlik ettiği basit teşvik yapısını paylaşıyor.
  • Gnosis, Augur ve diğer tahmin piyasaları, insanların geleceğe dair doğru tahminler oluşturmalarını ve bu tahminler üzerinden bahisler oynayarak kar etmelerini teşvik ediyor, böylelikle bir fiyat belirleme mekanizması kullanarak tahmin yapmaya çalışıyor.
  • Steemit, kullanıcıları ilgi çekici paylaşımlar yapmaya ve / veya diğer kişilerin yayınlarının kalitesine samimi oy vermeye teşvik ediyor. Diğer itibar sistemleri ise kullanıcıları, hatırı sayılır oyuncuları “desteklemek” için teşvik ediyor, böylece insanların fiili itibar sistemleri için Blokzincir benzeri bir yapı yaratılıyor. (Ancak şimdiye kadar hiçbiri rüştünü ispat edememiştir.)
  • Numerai, veri bilimcilerini finansal piyasalarda işlem yapmak için iyi algoritmalar geliştirmeye teşvik ediyor.
  • Futarchy, kullanıcıları iyi kararlar almaya teşvik ediyor.
  • Ocean, kullanıcıları iyi veri setleri paylaşmaya ve mevcut veri setlerine katma değer sağlamaya teşvik ediyor (Numerai’nin Gnosis ile bir araya geldiğini düşünün.)
  • Polkadot, paydaşları (“doğrulayıcılar” ve “toplayıcılar”) ağda dürüst kararlar almaya, kötü oyuncuları (“balıkçı”) aramaya ve kimin güvenilir olduğuna (“adaylar”) karar vermeye teşvik ediyor.

Teşvik tasarımı, blokzincir sistemlerinin can alıcı özelliklerinden biri olarak kabul ediliyor.

Genel olarak, teşvik tasarımı birçok heyecan verici uygulamaya yayılmıştır ve blokzincir sistemlerinin can alıcı özelliklerinden biri olarak kabul edilir. (Daha doğrusu, bu özellik, küçük ve büyük benzer teşvikleri destekleyen, sistemin içine yüksek derecede ölçeklenebilir bir şekilde incelikle yerleştirilmiş bir teşvik sistemi uygulama yeteneğidir). Bu, en önemli blokzincir yenilikçileri tarafından kaleme alınan yazıların içeriğinde de göze çarpar. Trent McConaghy son blog yazısında şöyle yazıyor:

‘Blokzincir topluluğu, blokzincirlerin teşviklerin token sahipleri arasında sıraya dizilmesine yardımcı olacağını biliyor. Her token sahibinin amaç uğruna aldığı bir risk var. Ancak fayda aslında teşviklerin basitçe sıraya dizilmesinden daha geneldir: blok ödülleri vererek tercihinize göre teşvik tasarlayabilirsiniz. Başka bir deyişle : insanları token ile ödüllendirerek onlara iş yaptırabilirsiniz. Blokzincirler teşvik makinalarıdır.

Bunu bir süpergüç olarak görüyorum. Blok ödülü fonksiyonu sizin ağdaki katılımcılardan ne istediğinizi tanımlar. Soru şu: Ağdaki insanlardan ne yapmasını istiyorsunuz? Bu önermenin doğal olarak çok önemli bir sonucu var : Bu içeriği makinalara ne kadar iyi iletebiliyorsunuz? Bu çok şeytani bir ayrıntı. Gerçekten teşvik tasarlamayı biliyor muyuz?’3

Gayrimerkezi sistemlerin otomatikleştirilme ve Eylem Alanlarının boyutlarına göre niteliksel dağılım grafiği.

2- Satoshi’den Steemit’e

Şimdi, orijinal Bitcoin kalıbından bu yana teşvik tasarımının genişletildiği bazı yöntemleri analiz edelim. Şekil 1’de, iki eksenli bir sistemde yüksek oranda genişletilmiş teşvik tasarımının mevcut manzarasını niteliksel olarak haritalandırıyoruz.4

  • “Otomatikleştirilebilirlik” (Automatibility) ekseni, teşvikleri takip etmek için (insan) paydaşların ne kadar manuel çalışmaya ihtiyaç duyduğunu açıklıyor. Özetle: Bitcoin’de bilgisayarlar karar verirken, Steemit’te insanlar karar verir. Ayrıntılı olarak: Bitcoin madencileri, tek parmağını dahi kıpırdatmadan, sadece bilgisayarın dürüstçe madencilik yapmasına izin vererek teşvikleri takip edebilirler. Öte yandan Augur ve Steemit, insanların tahmin yapması, mesaj yazması ve bunun için ödüllendirilmesine dayanıyor. Ortada ise Polkadot ve Proof-of-Stake sistemler insanların sisteme karşı hareket etmemesi için güvendikleri varlıkları ellerinde tutmalarını zorunlu kılıyor.
  • “Eylem alanı boyutu” (Size of Action Space) ekseni, ödülü en üst düzeye çıkarmak için kaç olası eylemin incelenmesi gerektiğini açıklar. Steemit’te olası eylemler, olası iyi mesajların sayısı kadar geniştir, Bitcoin’de ise etkili eylem alanı sadece tek bir eylemden oluşur: “madencilik yap ve dürüstçe doğrula”. Numerai’de, bir insandan iyi bir algoritma tasarlaması istenir ve performansına göre ödüllendirilir.

Blokzincir teşvik tasarımı bilim insanlarının yanı sıra kamu politikası uzmanlarına da ihtiyaç duyuyor.

Böylece, geniş eylem alanlarında özünde insan eylemlerini (örneğin blog yazılarını yazma) özendirmek için teşvik tasarımlarının genişletildiğini görüyoruz.

Ancak bir sorun var: Kripto ekonomide çok yaygın olan teşviklerin gücüne olan inanç, Bitcoin’in yıldızlı siciline dayanıyor.Grafiğin sol alt kısmına haklı olarak güven veren Bitcoin paradigması şimdi genişletiliyor, böylece grafiğin sağ üst kısmını işgal eden sistemler bile aynı güvenilirlik atmosferinin tadını çıkarıyor. Sağ üstteki Steemit gibi sistemler, altta yatan kripto ekonomik modellerinin zamanla sahada yeterli olup olmadığı değerlendirilmemesine rağmen, Bitcoin’den herhangi bir şekilde ayırt etmeksizin sıradan blokzincir temelli kripto ekonomik sistemler olarak ele alınırlar. Bu, pratik teşvik tasarımı için ihtiyaç duyulan multidisipliner becerilerdeki uzmanlık eksikliğine işaret etmektedir. Bu beceriler mekanizma tasarımı, kriptografi ve mühendisliğin yanı sıra insanların gerçekte nasıl karmaşık, farklı ve mantıksız davrandığını anlamamızı sağlayan davranışsal ekonomi ve beşeri bilimleri de içermektedir. Blokzincir teşvik tasarımı bilim insanlarının yanı sıra kamu politikası uzmanlarına da ihtiyaç duyuyor.

İşin zor tarafı, insanların rasyonel oyuncular olmamasıdır. Gerçekte insanlar sıklıkla optimum davranışlardan saparlar. Bunun en klasik örneği Ultimatum Oyunu’dur : A kişisine 100 $ verilir ve B kişisine bir miktar teklif etmesi istenir. B kişisi bunu “kabul etmek” veya “reddetmek” zorundadır. B “reddederse”, her iki oyuncu da hiçbir şey yapmaz. B “kabul” ederse, B teklif edileni alır ve A kalan kısmı alır. Oyun teorisi bize A 0,01 $ teklif etse bile, B’nin rasyonel stratejisinin her zaman kabul edeceğini söylüyor. Ancak, gerçekte, insanlar genellikle 30$’ın altındaki teklifleri reddediyorlar. Ayrıca, A olarak oynayan insanlar genellikle en az 20-30$ teklif eder. Bu yüzden, ampirik ortamlarda, her iki oyuncunun da (oyun teorisi anlamında) çılgınca en alt seviyede stratejileri benimsediğini görüyoruz. Böyle bir etkinin Steemit gibi kripto ekonomik sistemlerin karmaşık ortamlarında çoğaltılmasını bekleyebiliriz. Peki, önemli derecede insan bileşenini içeren bu kripto ekonomik sistemlerin dayandığı tasarım ilkelerinin, bu mantıksızlık tarafından geçersiz kılınmasını engelleyen şey nedir?

Özellikle, bu “davranışçı” düşünceyi yukarıdaki diyagramdaki eksenlere uygulayarak şunu iddia ediyoruz:

Böylece, “daha az riskli alan” (grafikteki pembe bölge) dışındaki sistemlerde, oyuncuların hangi eylemlerinin kendilerine kar maksimizasyonu sağladığını anlamakta zorlandıklarını görüyoruz. Sistem tasarımcılarının yüzyüze kaldığı zorluk ise çok daha büyüktür: oyuncuların eylemlere karar vermesi zorlaştıkça, tasarımcının istikrarlı, öngörülebilir bir sistem tasarlaması katlanarak zorlaşır. Bireysel oyuncuların eylem alanlarının oldukça basit, analiz ve optimize edilmesinin çok kolay olduğu en iyi koşullar altında bile “vahşi ortamda” iyi çalışan sistemleri üretebilmek için mekanizma tasarımı uygulamak çok zor bir iştir. “Daha az riskli alan”ın dışında oldukları için eylemlerin optimize edilmesi zor olduğunda, mekanizma tasarımcısının pek bir şansı bulunmamaktadır.

3- Sağlam Teşvik Sistemleri Geliştirme?

Şimdiye kadar karmaşık kripto ekonomik sistemlerin tasarımının zor ve henüz anlaşılamayan bir yapı olduğunu belirledik. Bu nedenle kripto ekonomik sistemler çoğunlukla çökecek ve tekrar tekrar iyileştirmelerden geçmek zorunda kalacak. Peki bunun nesi yanlış? Teknolojik sistemler her zaman bu şekilde gelişmiyor mu zaten? Ateş ve yazının icadından, devletlerin inşası ve uzay yarışına, bilgisayar, yazılım ve internete kadar – bunların hepsi baştan kusurlu bir şekilde başlar ve zamanla daha iyi hale gelir.

Ne yazık ki, kripto para ve blokzincir sistemlerinde durum, diğer tarihsel ve teknolojik alanlardaki gibi tekrar eden iyileştirmelere kolayca müsait değildir. Öncelikle, blokzincir sistemleri, tasarım gereği, çalışmaya başladıktan sonra değiştirilmesi zordur. Herhangi bir değişiklik (örneğin bir çatallanma) ağdaki karar vericilerin çoğunluğunun takdirine bağlıdır ve bu nedenle herhangi bir değişiklik, yerleşik çıkarlarla savaşmak zorundadır (Bitcoin’in toksik Blok Büyüklüğü Tartışması ile örneklendiği gibi). İkincisi, karmaşık blokzincir sistemlerinde kaçınılmaz olarak varolan zayıflıklar, güvenlik açıkları ve tasarım kusurları, sistemler yaygın olarak kabul edilene kadar sık ​​sık ortaya çıkmaz. O zamana kadar, milyarlarca dolarlık piyasa büyüklükleri ve ulaşılan ağ büyüklüğünün etkileri yerleşik çıkarları daha güçlü hale getirerek mücadele etmeyi zorlaştırır. Ne zaman kullanıcı topluluğu bir tasarım hatasından fayda sağlıyorsa, o durumda teşviklerin yönlendirimi ile bunun “bir hata değil, bir özellik” olduğunu iddia edecektir. Bu gayrimerkezi sistemler yaygınlaşmaya başladıkça su yüzüne çıkacak bir kamu politikası ikilemidir.

Mevcut trendin katlanarak büyüyor olması, yangına körükle giderek bu hataların çoğunu gizlemektedir. Fiyatı katlanarak artan token sistemlerindeki davranışlar, büyümenin durduğu zamanlardakine göre daha az muhalif ve daha dostanedir. Bu, blokzincir piyasa değerindeki büyüme yavaşlarken, kısır döngü yaratabilecek düşürücü etkiler göreceğimiz anlamına gelir. İşlevsel olmayan yönetişim bu döngüyü daha da kısırlaştırabilir.

Özetle: iyi teşvik sistemlerinin, en iyi şartlar altında yaratılması kesinlikle zordur. Kodun yasa olduğu, değiştirilemez bir şekilde geniş bir anonim paydaş topluluğuna uygulandığı blokzincir sistemlerinde, iyi teşvik sistemlerinin doğru olması daha zordur. Bitcoin’in başarısı bizi kayıtsız ve iyimser kılmamalıdır: teşvik tasarım paradigmalarımızın kontroller ve dengeler çerçevesinde titiz ve yavaş büyümesi gerekmektedir. Yeni ekonomilerimizi kötü bir şekilde tasarlarsak, son finansal krizde olduğu gibi, sistem bozulmaya başladığında, düşüşü uzatan ve derinleştiren etkileri peş peşe tetikleyecektir. Blokzincir ekonomilerinin yerine koymak istediğimiz sistemler ile aynı kaderi karşılayabileceklerini düşünmek oldukça çarpıcı: Üssel büyüme ve kısa vadeli karların cazibesi nedeniyle modelin uzun vadeli sürdürülebilirliğini göz ardı ediyoruz. Geçmişte buna benzer durumlar, piyasada dış müdahalelere yol açmıştı (keza bir vergi mükellefi kurtarma planı, blokzincirin devletsiz yapısı göz önüne alındığında mümkün görülmemektedir.)

Bu cesur yeni dünyanın kahinleri ve peygamberleri, sıfırdan bir ekonomi inşa etmeye çalışırken dikkatli olmaları tavsiye edilir. Çökmüş ekonomik sistemlerin enkazlarından ders çıkarılacak yığınla örnek ve tarihsel veri bulunmaktadır. Blokzincir sistemleri, dünyanın en radikal sorunlarının bazılarını çözme konusunda benzeri görülmemiş bir potansiyele sahiptir: teşvikleri uyumlu hale getirerek ve yerleşik çıkarları yıkarak, toplumu daha iyi hale getirebiliriz. Bu fırsatı kaçırmayalım.


Dipnotlar:

Dipnot 1. Bizans Generalleri Problemi’nin kriptografide klasik bir sorun olduğunu belirtmek ilginçtir ki, bildiğim kadarıyla, hiçbir şekilde oyun teorisi ile ilgili olarak görülmemiştir. (En azından 2008 yıllarında kriptografide oyun-teorisi yaklaşımları ortaya çıkana kadar). Gerçekten de, Nakamoto’nun çözümündeki büyük buluş, finansal teşviklerin hiçbir zaman rol oynamamış olduğu bir soruna teşvik tasarımını enjekte etmesidir. Geriye dönüp bakıldığında, elbette, hilelere karşı sert tepkiler olmadığından generallerin hile yapmalarını durdurmak zor olmuştur.

Genel olarak, finansal teşviklerin eklenmesi birçok kriptografik sorunun çözülmesini kolaylaştırır (örneğin, gayrımerkezi oylama).  Teknik açıdan, bir teşvik sistemi eklemek, kötü niyetli saldırgan modelinin, çözülmesi çok daha kolay olan dürüst ama meraklı bir saldırgan modeline yakın olmasını sağlar. Bu, kripto ekonomik sistem tasarımının gücüne çarpıcı bir örnektir: kriptografi ve oyun teorisi birleşince, oluşan bütün, parçaların toplamından daha büyük olur.

Dipnot 2. Bitcoin’in oyun teorisine dayanan teminatları son zamanlarda daha doğru, daha resmi ve daha ispatlanmış hale geldi. Aslında, “bitcoin’e zarar vermek için madencilik gücünün% 51’ini almanız gerekir” ifadesi bir halk söylemi olup tamamen doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Eyal ve Gün Sirer, son derece stratejik bir oyuncunun, madencileri yavaş yavaş hile yapan madencilik havuzlarına geçmeye teşvik ederek, madencilik havuzunun küçük bir kısmını kontrol ederken bile bir miktar zarar verebileceğini gösteriyor.

Genel olarak Bitcoin’in varsayımları Steemit, Augur, IOTA ve daha yeni bir çok sistemden daha basit  ve daha iyi anlaşılmıştır. Ek olarak, gelecekteki akademik araştırmaların Bitcoin’in oyun teorisi ve davranışsal sağlamlığı konusunda daha da kanıt sunabileceğini düşünmüyoruz.

Bitcoin’in kripto ekonomik güvenliği hakkında daha fazla bilgi için, literatür araştırması konusunda Emin Gün Sirer ve [Eyal ve Gün Sirer Bölüm 7] bakınız. Diğer kripto ekonomik araştırmalar için;  Vitalik’in konuşmaları, Trent McConaghy’nın son yazı serileri, Jacob Horne’un kripto ekonomik temelleri, veya bu okuma listesine bakınız.

Dipnot 3. Trent McConaghy, blog serilerinin devamında bizim burada dile getirdiğimiz benzer  kaygıları tartışıyor. Bu görüşleri Chris Burniske aşağıdaki şekilde özetliyor:

“Akademik bir iktisatçı (ya da gerçekten herhangi biri) ne sıklıkta bir ekonomi hayata geçirme şansı buluyor?” Böyle bir fırsat, bir kripto ağı her başlatıldığında gerçekleşir, çünkü kendine mahsus davranışı teşvik etmek için kendi para birimi ve arz sistemi ile yeni bir ekonomi yaratır — kesinlikle hafife alamayacağımız bir sorumluluk.[…]

Kriptoda şu anda mekanizma tasarımının en ilkel aşamasındayız. İlk başlarda blokzincir tasarımlarını bizler kontrol edebiliyorken, bir zaman sonra bu sistemler doğal hayatta toplumun tasarımını kontrol etmeye başlayacaklar.

Dipnot 4. Bu eksenlerin karmaşık bir gerçekliğin sadeleştirmesi olduğunu ve projelerin şekilde yerleştirilmelerinin aslında projelerin kendilerinin sadeleştirmesi olduğuna dikkat edin. Örneğin, dürüst olmayan Bitcoin madencileri için, eylem alanının boyutu aslında çok daha büyük olup insan katılımı için çok daha fazla alan bulunmaktadır. Aslında eksenler sadece dürüst paydaşların sistem özelliklerini açıklar.

Ayrıca grafikteki yerleşimin, tarif edilen projelerin kalitesine ilişkin herhangi değerlendirme yapmadığını unutmayın. Bir proje ne kadar sağ üst kısımda olursa, ekstra komplikasyonları telafi etmek için o kadar özenli ve iyi bir tasarıma ihtiyaç duyulur. Bazı projeler sağ alt kısma oturabilir ve tatmin edici bir titizlikte olmaz, bazı projeler ise sağ üstte yer alır ve tatmin edici titizliktedir.


Kaynak: https://medium.com/berlin-innovation-ventures/behavioral-crypto-economics-6d8befbf2175

Çeviren: Ebru Güven

Ebru Güven, üniversite öğrenimini Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nde tamamladı. Dışbank ve Akbank’ta geçen 21 yıllık bankacılık kariyerinde ağırlıklı olarak kurumsal bankacılık alanında çalıştı. Son 3 yıllık perakende bankacılık deneyimi sırasında kripto paralar ve blokzincir teknolojisi ile tanışan Ebru, bu teknolojinin sosyal hayat ve iş yapış şekillerinde yaratacağı yıkıcı yeniliği görerek ekosistemde daha fazla yer almaya karar verdi ve çeşitli projelerde yer almak üzere bankacılık kariyerini sonlandırdı. Bir kripto para ve blokzincir ICO projesinde CFO olarak görev aldıktan sonra çeşitli etkinliklerde teknolojinin tanıtımı ve kullanım alanlarına ilişkin sunumlar yaptı. Halen Tim Danışmanlık’ın bünyesinde Blokzincir ve ICO Projeleri’ne danışmanlık vermektedir. Ayrıca İstanbul Blockchain Women platformunun da kurucu üyesidir.