blockchain graph

Dünya ekonomisindeki varlığını artıran Blockchain teknolojisi son dönemde OECD’nin de gündeminde. Sektörün tanınmış isimlerinden David Shrier, hazırladığı bir yazıda bu ikili arasındaki ilişkiyi yorumluyor.

Veri analitiği, FinTech, dijital kimlik, siber güvenlik ve inovasyonda işbirliği gibi konularda sektörün en deneyimli isimlerinden biri olan David Shrier, Getsmarter.com sitesindeki bir makalesinde OECD ve Blockchain arasındaki ilişkiyi ve Blockchain için devreye alınabilecek regülasyonları yorumluyor.

Hem Massachusetts Institute of Technology (MIT) hem de University of Oxford Said Business School’da konuyla ilgili eğitimler veren ve 2016 yılında “Frontiers of Financial Technology: Expeditions in future commerce, from blockchain and digital banking to prediction markets and beyond” başlıklı bir kitap da yayınlayan Shrier, OECD’de düzenlenen ve Blockchain ile ilgili fırsatlar ve zorlukların masaya yatırıldığı toplantıdan notlar aktarıyor.

Pek çok ülkenin Merkez Bankası yetkilileri, düzenleyici kurum temsilcileri, uluslararası kurumlardan yetkililer ile Blockchain uzmanları ve meraklılarının katıldığı toplantıdan notlar aktaran Shrier, bazı kesimlerin Blockchain’i salt bankalara yönelik düzenlemeler çerçevesinde ele aldığına dikkat çekiyor.

Genel amacın, tüketici haklarının korunmasını hedefleyen düzenlemeleri andıran bir kurallar kitabı oluşturmaya doğru şekillendiğini belirten Shrier, henüz Token kavramı konusunda bile bir standart oluşmadığına dikkat çekiyor ve bu konuda bir düzenlemenin giderek daha zorunlu hale geldiğinin altını çiziyor.

G20 ülkelerinin Blockchain ve kripto para dünyasına yönelik son toplantıda yaptığı açıklamaya da atıfta bulunan David Shrier, geleneksel finansal varlıklara uygulanan mevcut yönetmeliklerin kopyala yapıştır mantığıyla alıntılanmasından çok yatırımcıları koruma altına alan bir çerçeveye olan ihtiyacın ortaya çıktığını aktarıyor.

Dijital kimlik kullanımı ve Blockchain platformlarının birlikteliğinin önemine de dikkat çeken Shrier, toplantıda dile getirilen sorulardan birini düzenleyici kurumların bu teknolojinin gelişimi için sandbox platformu kurup kurmadıkları olduğunu ifade ediyor. Özellikle kara para aklamayla mücadele gibi konuların da masaya yatırıldığını belirten Shrier, Bermuda ve Mauritius gibi ada ülkelerinin konuya olan yakın ilgisi ve yaklaşımıyla G20 ülkelerinin bakış açısı arasındaki farklara da değiniyor.

Ortaya çıkan tavsiye kararının, küçük müdahalelerle düzenlemeleri devreye almak olduğunu kaydeden Shrier, aşırı orandaki müdahalelerin bu teknolojilerin faydalarını ortadan kaldırabileceğine dikkat çekiyor.