Blokzinciri teknolojisinin kripto para birimleriyle olan eski ilişkisi artık tamamen arka planda kaldı. Günümüzde teknolojinin adı artık birçok farklı alanda ve yüzlerce kullanım örneğiyle öne çıkıyor. Tedarik zinciri de bunlardan bir tanesi.
Blokzinciri teknolojisi, özellikle FinTech sektöründe birçok test ve pilot programda sonuç üretiyor. Gartner’ın bir raporuna göre tedarik zincirindeki girişimlerin yaklaşık yüzde 80’i 2022’ye kadar pilot aşamada kalacak. Ancak şimdiye kadar meyve veren denemeler de mevcut.
Blokzinciri teknolojisi, taşınması gereken binlerce varlığa sahip olabilen lojistik operasyonlara da büyük bir fayda sağlayabilir. Bununla birlikte taşınan her bir varlığın şeffaflıkla izlenebilmesini sağlar. Malların tedarik zinciri güzergahı boyunca iletimi (örneğin, bir teslimatı kendi depo rafından belirli teslimat adresine kadar takip etme) güvenli ve bağımsız bir şekilde doğrulanabilir.
Bu tür bir güvenilirlikle çok sayıda kuruluş, özellikle de gerçekten küreselleşmiş bir üretim ve dağıtım sistemine sahip olan firmalar, tedarik zincirlerinde blokzinciri uygulamalarını pilot olarak test ediyor. Buna, karmaşık tedarik ekosistemlerini doğru bir şekilde izlemek için Hyperledger Fabric blokzinciri protokolünü kullanan hem yeni hem de geleneksel otomotiv şirketleri, Tesla ve BMW örneğini gösterebiliriz.
Tesla’nın tedarik zinciri, ABD ve Avrupa’dan gelen parçaların Çin’de toplandığı ve bir araya getirildiği Şanghay Limanı’ndaki bir blokzinciri pilotunun parçasıydı. Tesla bunun için Tesla parçalarının kimliğini doğrulamak ve uygun kayıtları tutmak adına Shanghai International Port Group (SIPG) ve nakliye yönetimi teknolojisi sağlayıcısı CargoSmart ile birlikte çalışmıştı.
BMW ise PartChain olarak bilinen kendi çözümüyle tedarik zinciri izlenebilirliğinde önemli bir yol katetti. BMW Group bu çözümün, tedarik zinciri güzergahı boyunca herhangi bir yerden anlık olarak izlenebilen, güvenilir ve ölçeklenebilir bileşenlere yönelik bir uygulama olmasını umuyor.
Bu arada IBM de blokzinciri tabanlı TRADELens nakliye çözümünü başlatmak için nakliye şirketi Maersk ile ortaklık kurdu. TRADELens, çeşitli liman/terminal operatörleri ve Asya’dan bir dizi gümrük yetkilileri de dahil olmak üzere 90’dan fazla kuruluşun küresel projeye katılmak için kaydolduğu, dünyanın ilk blokzinciri destekli nakliye çözümü.
QBIS’in çalışmasına göre TRADELens tarafından sunulan geliştirilmiş dijital belge akışı ve tedarik zinciri görünebilirliği, Hindistan’ın en büyük limanı olan Nhava Sheva’dan gelen ithalatçıları yılda 220 milyon ABD dolarına kadar, ihracatçıları ise 40 milyon ABD dolarına kadar nakliye ve lojistik maliyetlerinden kurtarabilir.
Kısacası, tedarik zinciri izlenebilirliği blokzinciri teknolojisinin en sık kullanıldığı alanlardan biri olmaya devam edecek. Bu teknolojinin sektörde büyük firmalar tarafından benimsenmesi özellikle zaman ve maliyet açısından oldukça faydalı olurken şeffaflığın sağladığı güvenlik hem üreticileri hem de tüketicileri rahatlatıyor.
Volvo’dan tedarik zinciri izlenebilirliği için blokzinciri yatırımı